Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Gülay Parlak
Danışman: HATİCE KELPETİN ARPAGUŞ
Özet:Akıl, insanın mahlûkât içerisinde alâmet-i farîkası ve teklife muhatap olmasının birincil şartıdır. Aynı zamanda akıl, kelâm ilminde üç bilgi kaynağından biri olarak kabul edilir. Epistemolojik anlamda akla verilen konum, itikâdî mezhepleri birbirinden ayıran en temel meselelerden biri olmuştur. İslâm düşüncesinin kilit ismi olan Gazzâlî’nin bilginin kaynağı ve bu doğrultuda aklın konumu meselesine bigâne kalması düşünülemez. Bilakis onun yaşam serüveni bu doğrultuda bir arayıştan ibarettir. Muhtelif ilmî alanlarla yakından ilgilenen Gazzâlî’nin aklın ontolojik mâhiyetine yönelik açıklamaları, kelâm, felsefe ve tasavvufun unsurlarını barındırması hasebiyle eklektik bir yapıdadır. Bu bakımdan Gazzâlî, İslâm düşüncesinin kendisine kadar gelen ilmî birikimini yansıtan bir ayna konumundadır. Onun aklın fonksiyonel anlamda bir tür kullanımı olan te’vil problemine yaklaşımı, insanlar arasındaki entelektüel farklılığa göre çeşitlilik göstermektedir. Akıl bağlamında kelâmda çokça tartışılan bir diğer mesele olan hüsün-kubha yönelik yorumlarında Gazzâlî, tıpkı Eş‘arî selefleri gibi Allah’ın irade ve kudretini ön plana çıkarmıştır. Ona göre fiillerin niteliği zâtî değildir. Vahyin bildirmesi olmaksızın akıl, fiillerin hasen ya da kabih oluşunu tespit edemez. Bunun bir yansıması olarak insan, şeriat vârid olmadan Allah’ı bilmekle yükümlü değildir. -------------------- Reason is the main quality that locates human being on a special position among other creatures. It is also a principal condition that makes human being responsible for his actions. At the same time, reason is accepted as one of the three sources of knowledge in the science of kalam. The epistemological position of the reason is one of the most critical issues that separates theological sects. al-Ghazzāli, who is the key figure in the Islamic intellectual history, was of course interested in the problem of the sources of knowledge, and accordingly in the position of reason. In fact, his journey was made up a pursuit in this direction. The explanations of al-Ghazāli, who was interested in various disciplines, about the ontological quality of reason have an eclectic structure which includes elements from philosophy, kalam, and tasawwuf. In this sense, al-Ghazzāli is on the position of a mirror reflecting the scientific heritage of Islamic thought that reached him. His approach to the problem of ta’weel (interpretation) which is a field of application of reason varies in accordance with the intellectual hierarchy among people. al-Ghazzāli emphasizes God’s divine will and power similar to his Ash‘ari predecessors in his evaluations about husn-qubh, which is another problem in the science of kalam debated in the context of the authority of reason. According to him, the quality of actions is not by their nature. Reason cannot determine whether an action is good or bad unless the revelation informs. As a reflection of this idea, human being is not held responsible for believing in God unless revelation comes.