Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Özel Hukuk Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2002
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: NUH DUMAN
Danışman: OSMAN GÖKHAN ANTALYA
Özet:Çağdaş toplumlarda ekonomik canlılık bir ölçüde tüketim faaliyeti üzerine kurulmuştur. Ekonomik hayatın canlılığı üretilen malların satılması ve tüketilmesiyle sağlanmaktadır. Bu durum aynı zamanda yeni yeni üretimlerin finansal kaynağını temin için önemli bir gereksinimdir. Sanayi devrimi sonrası özellikle batı toplumlarında ortaçağ fakirliğinin verdiği gerilmişlik ile üretme daha çok üretme ve satma yönünde önü alınmaz bir süreç yaşanmış, bir süre sonra görülmüş ki, insan faktörü üretime verilen değerin çok gerisinde kalmıştır. Çok küçük yaşta çocukların, kadınların madenlerde olağanüstü bir hız ve süreyle çalıştırılması gibi çılgınlıklar yaşanmıştır. Benzer deneyimler üretilen malların arzında da elde edilmiştir. Özellikle besin ve sağlık maddelerinin bolca üretilir olması, kontrolsüz ve tehlikeli arzın gelişmesi ve yaygınlaşması ve benzer durumları ortaya koymuştur. Üretilenin ne pahasına olura olsun satılması anlayışının insani olmadığı ortadadır. Batı toplumu böylesi insani olmayan gelişmelerin akabinde yeni yeni değerlerin peşine düşme veya canlandırma ihtiyacı hissetmiştir. Ki bunlardan en önemlisi insan eksenli olan insan haklarıdır. Şüphesiz insanın diğer insanlara, devlete karşı korunması gerekli olan temel haklarının olduğu kadar, bu kapsamda alış-veriş hayatında da aynı hakların görünüm şekillerine de ihtiyacı vardır. İşte alış-veriş hayatındaki bu görünüm şekli "tüketici hakları" olarak değerlendirilmektedir. İnsanlar bir ihtiyacını gidermek için alış veriş yaparlar, fakat yaptıkları alış veriş dolayısıyla, sağlığının veya canının tehlikeye girmesine katlanamazlar, katlanmamalıdırlar veya alış-veriş yapan kimse satın aldığı şeyden olağan ölçülerde tam yararlanmak ister, bunun altında bir faydayı istemez ki, bu zaten onun için zarardır. Neyin sağlığına veya çevresine zararlı olduğunu bilmek ona göre bilinçli tercih yapmak ister. En yüksek değerin insan haklarının olduğu artık uluslar arası düzende tartışmasız kabul edilen bir gerçektir. Bu durum özellikle hukuk alanında bu arada özel hukuk alanında da bir takım sonuçları doğurmuştur. Çünkü hukuk da bir sosyal düzen kuralıdır, toplumu düzenler ve hukuki güvenliği ve adaleti sağlar. Öyleyse alış-veriş hayatında adalet ve güvenliğin sağlanmasına ilk önce hukuk yardımcı olacaktır. Aslında özel hukuk alanında kamu hukukuna oranla bu yönde müdaheleciliğe daha az rastlanır. Çünkü sözleşme özgürlüğü prensibi vardır. Yani şahıslar dilediği şahısla, dilediği muhtevaya sahip, dilediği tip sözleşmeyi yapabilir. Fakat bu özgürlük dahi genel sınırlamaya (BK.m.19-20) tabi tutulmuştur. Yani kimse sözleşme özgürlüğünü kanuna, ahlaka, hukuka aykırı ve kamu düzenine aykırı olarak kullanamayacaktır. Mal ve hizmet satın alan şahıs ile satıcı arasında şüphesiz sözleşme özgürlüğü esastır. Ancak insani ölçülerde bu özgürlük kullanılabilecektir. İnsani ölçüler ulusların ortaklaşa üzerinde uzlaştıkları insan hakları niteliğinde "tüketici haklarıdır". Bunların sağlanması, korunması ve geliştirilmesi hukukun ve bunu uygulayan devletin işidir. Bu yönde olmak üzere gerek ABD. Ve gerekse Avrupa'da oldukça olumlu gelişmeler olmuştur. Avrupa Birliği ülkeleri arasında yeknesak kuralların çıkarılması, üye ülkelerde aynı düzeyde tüketici haklarının sağlanması ve korunması böylece sağlanmıştır. Aynı gelişmeler yavaşta olsa ülkemizde yaşanmaktadır. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK.) bu yönde bir adım olarak görmek mümkündür. TKHK. alış veriş hayatında tüketici olarak ifade edilen alıcıların başta ekonomik olmak üzere bir çok yönden daha güçlü muhatap karşısında sömürülmesine veya ezilmesine izin vermemek için bir takım yeni hükümler getirmiştir. Bunlardan en önemlisi olarak belirtebileceğimiz koruyucu "enstrüman" "kanundan doğan müteselsil sorumluluk" olsa gerektir (TKHK.m. 4, 7, 10 ve 13). Ayıplı mal ve hizmet ifasını düzenleyen bu hükümler tüketici yararına sorumlu şahıs sayısını arttırmıştır. Yani ayıplı ifa dolayısıyla genel hükümler çerçevesinde kusurlu olan satıcıyı sorumlu tutmanın yetersizliği görülmüş, yerine tüketicinin taraf olduğu satım sözleşmelerinde satıcı dışında, bayi, acente, imalatçı-üretici, ithalatçı, yerine göre banka ve finans kurumalarını da sorumluluk kapsamına sokmuştur. Sorumluluk kısmi borçluluk tarzında olmayıp, müteselsil şekildedir. Bu durumda belirtilen şahıslardan her biri tüketiciye karşı ayıplı ifa dolayısıyla doğmuş zararın tamamından sorumlu olacaklardır. Özellikle belirtilmelidir ki kusur şartı aranmaz. Kusursuz ve müteselsil sorumluluk ihdas edilmiştir ki, bu alacaklı konumundaki tüketici açısından çok olumlu bir gelişmedir. Biz bu çalışmada tüketici yararına TKHK. kapsamında getirilen teselsül hükümlerine bakacağız. Anılan ve üzerinde daha sonra duracağımız bu hükümler "müştereken ve müteselsilen sorumlu" olmayı düzenlemişlerdir. Biz buradan ilham alarak tezimizin adını "TKHK. Kapsamında Kanundan Doğan Teselsül Halleri" olarak belirledik. Çalışmamız 3. Bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde tüketicinin korunmasının gerekliğini ve bu amaçla yapılan çalışmalara değindik. Özellikle tüketicinin üreten veya arz eden müteşebbisler karşısındaki ekonomik, sosyal ve bilgi yönden zayıflığının tüketicinin korunması gerekliliğini ortaya koyduğunu ve bu korumayı sağlamayı hedefleyen tüketici haklarının içeriği üzerinde durulmuştur. Böylece TKHK. da niçin kanundan doğan müteselsil borçluluğun öngörüldüğü daha iyi anlaşılacaktır. İkinci bölümde, genel olarak teselsül kurumunun özellikle de borçlu açısından yapısı, taraflara sağladığı imkanlar üzerinde durulmuş ve TKHK. kapsamında nasıl görünüm arz edeceği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölümde ise, somut olarak TKHK. müteselsil sorumluluk maddeleri üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda TKHK.m.4, 7, 10 ve 13 değerlendirilmiş, bu hükümlerin tatbiki için gerekli olan şartlar ve kapsamı belirlenmeye çalışılmıştır. Değerlendirmelerimiz de TKHK. genel amacı olan tüketicinin korunması gerekliliği yol gösterici olmuştur. SUMMARY In the modern societies,the economic vivacity had been based upon the consumption activity to some extent.The vivacity of economic life has been obtaining by the sale and consumption of the produced goods.This is, at the same time, an important need to provide financial source of new productions. After the industrial revolution,especially in the western societies, as a result of strecth provided by medieval poverty,an irresistable process was lived. A bit time later it was seen that the human factor was devaluated compared with the importance given to production. Many insanities like to make very small aged children and women overworked in extraordinarily bad conditions in the deep mine ,ore-beds have been seen. Similar experiences were also seen in the supply of goods as well. Particularly, the abundant production of food and health articles brought into existence a uncontrolled and dangerous development and generality of supply and similar sitiuations. It is very clear that sale of the produced goods in any way in not humane. Wesrtern societies after such kind of inhumane developments felt the need to pursue or to generate new values that the most of important of them was the human rights based upon the individual. Undoubtedly,so long as the protection of human beeing against the other human beeings and the against the political power, is an essential basic right at the same context;in the same rights need to have appearences types in the buying and selling life.These appearence types in the buying and selling life is called" consumer rights". People go on shopping to satisfy a need of themselves, but they do not put up with or they should not endure to danger of putting their life or health just because of this shopping or the persons who makes shopping want to benefit from the goods she/he bought in normal measurements. He/she does not want any benefit below this level which means essentially loss for him/her. He/she wants to know what is detrimental for his/her health and environment and according to that they want to make a conscious choice. The most important value in the international arena, without any discussion, is human rights.This is an internationally accepted reality.This situation, specially in the law field, particularly in the private law, created a series of results. Because the law is also a social order rule,organize the society and provide juridicial security and justice.If this is the case,in the realization of justice and security in the buying and selling life,the law will be helpfull firtly.In fact,in the private law field,compared with the public law,there is less manipulation in this direction.Because, there is freedom of contract principle.Namely, persons can make any contract with any person,in any content and in any type. But even this freedom had been subjected to general restrictions. (Law of obligations,articles 19-20).That is, anyone will not use this freedom of contracts against law,morality,jurisdiction and public order. Undoubtedly,between the buyer and seller of goods and services, the freedom of contract is the basic.But this freedom will be able to be used in humanitarian degrees.Humanitarian degrees are the consumer rights over which the nations reached to a concensus in the shape of human right qualifications.The provision ,protection and improvement of these, are the task of law and executive states. In this direction,both in USA and in EU ratherly many positive developments emerged. The issuance of homegenious rules among the EU countries provided the realization and protection of consumer rights at the same level.The same improvements are also emerged even they were very slow. It is very possible to see a step in this direction the law regarding to protection of consumer.(LRPC) LRPC has brought a series of new rules to prevent the exploitation and crush of the buyers called consumers in the shopping life against the economically more powerfull entities. The most impotant of these we can express might be "protective instruments " and "joint liability stemming from the law. " (LRPC articles of 4,7,10 and 13) These rules arranging the defective goods and incomplete service fulfillments,have increased the numbers of liable persons on behalf of consumers.That is,as a result of incomplete fulfillment in the framework of general rules,it was seen the insufficiency of holding the defective seller as responsible instead of that ,in the sale contacts for which one side is consumer,different from the seller,distributer,agent,manufacturer-producer,importer,in some cases, banks and financial institutions have been put into responsibility as well. The responsibility is not partially debtorship type,but in the joint type.In this case ,each of the above mentioned persons will be responsible for whole loss stemming from the incomplete or faulty fulfillment against the consumer.It should be expressed particularly that there is not faulty conditions here.Faultless and joint responsibility was introduced that is very positive improvement from the point of consumer who is in the position of creditor. We will look at the continuity rule brought by LRPC on behalf of consumer in this work.These rules mentioned and that we will point out later ,arranged the "state of common and joint liability".With the inspire from here,we determined the name of our thesis as "joint continuity situations stemming from law in the context of LRPC." Our work is composed of three chapters.In the first chapter,we touched upon the necessity of protection of consumer and works made with this goal.Especially,economicly,socially and informationally weaknesses of consumers against the producing and supplying enterpreneurs brought the necessity for protection of consumer and the content of the consumer rights aimed at the providing this production was highlighted.By this way,why the joint responsibility was introduced in LRPC will be understood better. In the second chapter,generally the structure of continuity institution especially for debtor,the opportunity provided for the sides were underlined and how it will have an appearances in the context of LRPC has been explained. In the third chapter,the joint responsibility articles of LRPC were pointed out conceretly.In this context,the 4,7,10 and 13 articles of LRPC were evaluated and we tried to define the scope and conditions necessary for the performance of these rules. In our evalutions the general aim of LRPC,the necessity of consumer protection became our guide.