Selçuklular Devri Bağdat medreseleri: İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe Medresesi örneği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ABDULHAMİT DÜNDAR

Danışman: Mustafa Sabri Küçükaşcı

Özet:

Bu çalışma Bağdat’ta İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin kabrinin yanıbaşında Selçuklular tarafından kurulan İmâm-ı Âzam Medresesi’nin kurumsal tarihini konu edinmektedir. Bağdat Nizâmiye Medresesi ile çağdaş olan Meşhed-i Ebû Hanîfe’nin inşası 5 Mayıs 1067’de tamamlanmış ve eğitim-öğretime açılmıştır. Meşhed-i Ebû Hanîfe Medresesi Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın mâli işlerden sorumlu veziri Şerefü’l-Mülk Sa´d el-Harezmî tarafından yaptırılmıştır. Meşhed-i Ebû Hanîfe, kütüphanesi, derslikleri, mescidi, yemekhane ve yatakhane imkânlarıyla yatılı bir okul hüviyeti kazanan medreseler zincirinin ilklerindendir. Medresenin, burada bulunan öğretim ve hizmet personelinin yanında öğrencilerin de maddi ihtiyaçlarını gideren vakıf gelirleri bulunmaktaydı. Medrese yönetiminin yanında bir de vakıf yöneticisi bulunmaktaydı. Fakat bu kadro çoğunlukla medreseye atanan müderrislerin uhdesine bırakılmaktaydı. Kimi vakıf yöneticisi müderrislerin, yolsuzluklara karıştığını görmekteyiz. Bu iddialarla yargılanıp görevinden uzaklaştırılan hatta hapse atılanı bile olmuştur. Medresede okutulacak derslerin Hanefî mezhebine göre yapılması kurucu vâkıf tarafından şart koşulmuştur. Kütüphane öğrenci ve araştırmacı fakihlerin hizmetinde olup, bu şubenin başında bulunan hâzin yaptığı her işten ötürü müderrise hesap vermek durumundaydı. Müderrislerin atama ve azilleri de, Bağdat’taki siyâsî çalkantının tesirinde kalmıştır. Fakihler arası nüfuz mücadelesi siyâsî mahfillerde de karşılık bulmuş, halîfeler dahi fakihlerin nüfuzuyla meşruiyet kazanma girişiminde bulunmuşlardır. Meşhed-i Ebû Hanîfe’de Hanefî fıkıh ekolünde çok büyük şöhrete sahip Ebû Tâlib ez-Zeynebî, Ziyâüddîn et-Türkistânî, Abdullah b. Mahmud el-Mevsılî, Lamğânî, Siğnâkî, İbnü’l-Fasîh, İtkânî gibi fakihler de görev yapmıştır. Moğol İstilasından sonra da öğretime devam ettiği anlaşılan Meşhed-i Ebû Hanîfe Osmanlı Devleti zamanında yapılan yenileme ve tadilatlarla günümüze kadar gelmiştir. Binalarıyla olmasa da kurumsal yapısıyla varlığı halen devam eden Meşhed-i Ebû Hanîfe Medresesi bin yıllık tecrübesiyle köklü bir geleneğin temsilcisi konumundadır. ABSTRACT In this study the institutional history of Imam Azam Madrasah, founded in Baghdad by the Saljuks beside the tomb of Imam Azam Abu Hanifa, has been tried to be examined. The building of Madrasah of Mashhad Abu Hanifah was completed before that of Baghdad Nizamiyah Madarasah, its contemporary. This madrasah was opened to education in May 5, 1067. Madrasah of Mashhad Abu Hanifah was constructed by Sharaf al-Mulk Sa’d al-Kharazmy, the vizier responsible for financial affairs of Alp Arslan, Great Saljuk Sultan. Mashhad Abu Hanifah was one of the pioneers of the chain of madrassas, gaining the identity of a boarding school, with its library, classroom, masjid, refectory, dormitory. The madrasa had waqf’s revenue which met financial needs of not only teaching and service staff but also scholars found here. There was a mudarris who administrated madrasa, as well as a waqf trustee. Yet, the staff of waqf trustee mostly used to be left to the charge of mudarris appointed. We can see some mudarrises of waqf trustee involved in corruption. There had been those dismissed, even thrown in jail, for these claims before the court. It was stipulated by founder of waqf that the lectures taught in the madrasah be executed according to the Hanafi sect. The library was at the service of scholar and researcher jurisprudents, and hâzin (officer of library) at the head of this branch was responsible for every job he does to the mudarris. The appointing and dismiss of mudarrises were, also, affected by political turmoil in Baghdad. Struggle for influence amongsts Faqihs (Jurisprudents) was also benefited by the politicians, even caliphs tempted to gain legitimacy through the influence of faqihs. In Mashhad Abu Hanifah many famous faqihs from the school of Hanefî Sect held office, such as Abu Talib al-Zaynabi, Ziya al-Din al-Turkistani, Abdullah b. Mahmud al-Mavsili, Lamgani, Signaqi, Ibn al-Fasih, Itkani. Mashhad Abu Hanifah continued its education even after Mongolian Invasion, during Ottoman Empire with the renovation and restoration made, this madrasah came to these days. Madrasah of Mashhad Abu Hanifa with its thousand-year past represented a deep-rooted tradition.