Romatoid artritli hastalarda kalıcı remisyonu öngörebilecek biyobelirteçlerin araştırılması


Tezin Türü: Tıpta Yandal Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SİBEL YILMAZ ÖNER

Danışman: GÜZİDE NEVSUN İNANÇ

Özet:

Amaç: Romatoid artrit (RA) tedavisinde hedef, inflamasyonu en iyi şekilde baskılayarak remisyonun sağlanmasıdır. Çalışmamızda, DAS28 aktivite ölçütüne göre remisyonda olan RA hastalarında, Calprotectin, IL-6, Helix II, ICTP, MMP-3, resistin ve leptin serum düzeylerini ölçerek, remisyonu destekleyecek ve kalıcı remisyonu öngörebilecek biyobelirteçler bulmayı hedefledik. Yöntem: DAS28 ölçütüne göre remisyonda olan 80 RA hastası {K/E:54/26, ortalama yaş±SD: 51,45±12,08 yıl, ortalama hastalık süresi±SD: 11,46±8,08 yıl, % 68,7’si (n=55) RF pozitif, % 60,7’si (n=48) anti-CCP pozitif} ve aynı yaş, cinsiyet ve benzer komorbiditelere sahip, romatolojik açıdan sağlıklı 80 bireyin serum örneklerinde ELISA yöntemi ile Calprotectin, IL-6, Helix II, ICTP, MMP-3, resistin ve leptin düzeyleri ölçüldü. Hastaların yeni ACR/EULAR remisyon kriterlerini karşılayanları belirlendi. Veriler SPSS 16.0 kullanılarak analiz edildi. Bulgular: Hastaların ilk vizitte 33’ü (%41,2) Boolean remisyonunda iken, 47’si (%58,8) remisyonda değildi. Öte yandan ilk vizitte SDAI kriterlerine göre hastaların 39’u (%48,7) remisyon, 40’ı (%50) düşük hastalık aktivitesi ve 1 kişi (%1,2) orta düzey hastalık aktivitesine sahipti. CDAI kriterlerine göre ise hastaların 35’i (%43,8) remisyon ve 45’i (%56,2) düşük hastalık aktivitesinde idi. Çalışma grubunda ortalama MMP-3, ICTP, resistin ve IL-6 düzeyleri, kontrol grubundan anlamlı olarak daha yüksek saptanmıştır. İlk vizitte Boolean, SDAI ve CDAI remisyon kriterlerini karşılayan hastalarda ICTP, resistin ve IL-6 düzeyleri kontrollerden anlamlı olarak yüksek saptandı. İlk vizitte Boolean remisyonundaki hastalarla, remisyonda olmayanların ortalama sitokin düzeyleri arasında anlamlı fark saptanmamasına karşın, SDAI ve CDAI’e göre remisyonda olmayan hastalarda IL-6 düzeyleri, remisyondakilerden anlamlı düzeyde yüksek saptanmıştır. İlk ve son vizitlerinde DAS28 remisyonundaki hastalarla, ilk vizitte remisyonda iken, son visitte olmayanların ortalama sitokin düzeyleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı. İlk ve son vizitlerinde Boolean remisyonundaki hastalarla, ilk vizitte remisyondayken son vizitte remisyonda olmayan hastaların ortalama sitokin düzeylerini karşılaştırdığımızda; MMP-3 düzeyinin son vizitte remisyonda olmayan hastalarda anlamlı olarak daha yüksek olduğunu saptadık. (20540,57±13084 vs 40567,85±27826,94 pg/ml; p=0,04). 1 Sonuç: Yeni remisyon kriterleri ile inflamasyon düzeyi ve eklem hasarı oluşturma riski daha çok baskılanmış hastalar saptanmakla birlikte, relaps riskinin tamamen ortadan kalktığını söylemek mümkün değildir. Farklı kompozit ölçeklere göre remisyondaki RA hastalarında, yüksek serum MMP-3 ve IL-6 düzeyleri kısa dönemdeki relaps riskini öngörmede yardımcı olabilir. Anahtar Kelimeler: romatoid artrit, kalıcı remisyon, biyobelirteç, sitokin 2 SUMMARY Objective: The treatment target of rheumatoid arthritis (RA) is to suppress the inflammation as much as optimally possible and to induce remission. In this study, we have intended to find biomarkers which support and might help to predict sustained remission via measuring serum Calprotectin, IL-6, Helix II, ICTP, MMP-3, resistin and leptin levels of patients in DAS28 remission. Methods: Serum levels of Calprotectin, IL-6, Helix II, ICTP, MMP-3, resistin and leptin were measured by ELISA in 80 patients {F/M:54/26, mean age±SD: 51.45±12.08 year, mean disease duration±SD: 11.46±8.08 year, 68.7% (n=55) RF positive, 60.7% (n=48) anti-CCP positive}and in 80 controls who were healthy rheumatologically and compatible with patients in terms of age, gender and comorbidities. Patients in new ACR/EULAR remission were ascertained. Data were analyzed using SPSS 16.0 program. Results: On the first visit, 33 patients (41.2%) were in Boolean remission and 47 (58.8%) were not. In terms of SDAI, on the first visit 39 (48.7%) patients were in remission, 40 (50%) were in low disease activity and 1 (1.2%) was on moderate disease activity. According to CDAI, on the first visit 35 (4.8%) patients were in remission and 45 (56.2%) were in low disease activity. In the study group, mean serum MMP-3, ICTP, resistin and IL-6 levels were meaningfully higher than in the controls. Patients in Boolean, SDAI and CDAI remission on their first visit, had significantly higher serum ICTP, resistin and IL-6 levels than the controls. Although there wasn’t a significant difference between mean serum cytokine levels of patients in Boolean remission on the first visit, SDAI and CDAI non-remitted patients had statistically significant higher serum IL-6 levels than remitted ones. The difference between serum cytokine levels of patients in DAS28 remission on the first and last visits and patients who were in remission on the first, but not the last visit was insignificant. When we compared serum cytokine levels of patients in Boolean remission on the first and last visits with patients that were in remission on the first visit, but not the last, we observed that MMP-3 levels were higher in patients that were in non-remission on the last visit (20540.57±13084 vs 40567.85±27826.94 pg/ml; p=0.04). Conclusion: New remission criteria could determine patients with more suppressed inflammation and risk of developing joint damage, but it is not possible to say that the relapse risk is eliminated completely. In RA patients remitted according to different criteria, high serum MMP-3 and IL-6 levels could help to predict the relapse risk in the short term. Key words: rheumatoid arthritis, sustained remission, biomarker, cytokine 3