ÇOCUK GASTROENTEROLOJİ BÖLÜMÜMÜZ TARAFINDAN YAPILAN ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM ENDOSKOPİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Kartal Dr.Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi , Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Selma Eryılmaz

Danışman: Engin Tutar

Özet:

Endoskopların icadı ve teknolojik gelişimi sonucu endoskopi gastrointestinal sistem hastalıklarının tanı ve tedavisinin vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. Endoskopik çalışmalar ile gastrointestinal sistemin makroskopik olarak değerlendirilmesi, alınan doku ve sıvı örneklemeleri ile histopatolojik değerlendirme gibi ayrıntılı incelemeler mümkün olmaktadır. Çalışma hastanemizde yapılan pediatrik üst gastrointestinal sistem endoskopilerinin makroskopik, histopatolojik sonuçlarının değerlendirilmesi, hastaların yaş, cinsiyet ve başvuru şikayetleri ile endoskopik ve histopatolojik bulguların karşılaştırılması, H.pilori varlığının çeşitli yöntemlerle tayini, H.pilori varlığının diğer bulgular ile karşılaştırılmasını amaçlamıştır.

          Çalışmamıza 21.01.2009 ve 29.02.2012 tarihleri arasında Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji Bölümü tarafından Çocuk Endoskopi Ünitesi’nde çeşitli şikayetler ile üst gastrointestinal sistem endoskopisi yapılan 5 ay-16 yaş arası 252’si kız (%51,5), 237’si erkek (48,5) toplam 489 hasta alınmıştır. En sık başvuru şikayeti 216 hastada karın ağrısı (%44,2) ve 97 hastada hematemez (%19,8) idi. Dört yüz yetmiş iki hastadan endoskopik biyopsi ile histopatolojik olarak, 236 hastadan C14 üre nefes testi ile, 191 hastadan biyopsi materyalinde hızlı üreaz testi ile  H.pilori varlığı değerlendirilmiştir

       Biyopsi ile histopatolojik olarak 102 hastada (%21,6), üre nefes testi ile116 hastada (%49,15), hızlı üreaz testi ile 56 hastada (29,3) H.pilori pozitifliği saptanmıştır.

       Histopatolojik H.pilori sonuçları ile karşılaştırıldığında hızlı üreaz testi pozitif olan bir hastada H.pilori pozitifliği riski hızlı üreaz testi negatif olan bir hastadan 2,27 kat daha fazla bulunmuştur. Aynı şekilde üre nefes testi pozitif olan bir hastada H.pilori pozitifliği riski üre nefes testi negatif olan bir hastadan 4,46 kat daha fazla bulunmuştur.

       Çalışmamızda sadece korpus ve antrumda histopatolojik olarak kronik aktif gastrit izlenen hastalarda histopatolojik H.pilori pozitifliği istatiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Diğer patoloji bulguları ve biyopsi materyalinde H.pilori pozitifliği arasında anlamlı ilişki bulunamamıştır.

Cinsiyete göre H.pilori pozitifliği açısından istatistiksel anlamlı farklılık saptanmamıştır. Çölyak hastalığı öntanısı ile endoskopi yapılan hastalarda, bulbus-duodenum histopatolojisi sonucunda Çölyak hastalığı olma olasılığı istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p=0,0001). Başvuru şikayeti olarak hematemezi olan ve olmayan hastaların H.pilori varlığı dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p=0,07) H.pilori pozitifliği varlığı ile peptik ülser varlığı dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir (p=0,936).

       Sonuç olarak; gastrointestinal sistem hastalıklarında üst GİS endoskopi önemli bir tanı ve tedavi aracıdır. Ülkemizde de çocuklarda endoskopik girişimler daha sıklıkla yapılmaya başlanmış, tanı ve tedavi konusunda ilerlemeler kaydedilmiştir. Hizmet alanının genişletilerek bu önemli tanı ve tedavi yönteminden daha geniş ölçüde yararlanmak gereklidir.