4. ULUSAL BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ, Ankara, Türkiye, 16 Temmuz - 17 Ağustos 2024, ss.2-3
Son yıllarda meydana gelen savaşlar, siyasal bozulmalar ve olumsuz yaşam koşulları gibi
nedenlerden ötürü zorla göç etme vakalarında kayda değer bir yükseliş görülmektedir. Bu
sayının 2023 yılı itibariyle 117 milyonu bulmuş olması bu küresel krizin büyüklüğünü gözler
önüne sermiştir. Nitekim en kalabalık göç nüfusuna sahip olan bölgelerden biri olan
Avrupa’da büyük kitlelerin hayata entegrasyonu büyük önem arz etmektedir. Entegrasyonun
kilit unsuru olan eğitimde, ülkeler tarafından farklı uygulamalar benimsenmiştir. Bu yönden
çalışmanın iki amacı bulunmaktadır. İlki, genel entegrasyon uygulamaları ve bunların
yansımalarını araştırmaktır. İkincisi, misafir ülkelerde “lingua franca” yani ortak dil olan
İngilizcenin üçüncü dil olarak öğrenim ve öğretiminde yaşanan zorlukları ortaya koymaktır.
Bu bağlamda öncelikle Türkiye de dahil olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinin yerinden
edilmiş öğrencileri eğitim sistemlerine hangi yöntemlerle dahil ettikleri incelenmiş,
sonrasında ise özel olarak İngilizce dili eğitiminde karşılaşılan problemler irdelenmiştir.
Derleme sonucunda, birçok Avrupa ülkesinde öğrencilerin sisteme dahil edilme süreçlerinde
gecikmelerin yaşandığı, öğrencilerin büyük bir kısmının hazırlık sınıflarına rağmen dil
becerileri zayıf olarak eğitime dahil oldukları, farklı eğitim tekniklerine alışmakta
zorlandıkları, travmalarının eğitim süreçlerini yoğun olarak etkilediği, ayrımcılığa maruz
kaldıkları, ailelerinin diğer ailelere kıyasla yeterince eğitim süreçlerine dahil olmadıkları ve
bu anlamda deneyimli öğretmen açığı olduğu ortaya çıkmıştır. Benzer şekilde üçüncü dil
olarak İngilizce eğitimi sırasında da ders dilinin öğrencilerin yetkin olmadığı ikinci dilleri
olduğu, materyallerin onların istek ve ihtiyaçlarına uygun olmadığı, öğrencilerin bu yüzden
yönergeleri anlamakta zorluk çektikleri, öğretmenlerin ise çokkültürlülük farkındalıklarının
istenen seviyede olmadığı ve öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik ek materyal hazırlamanın iyi
oluşlarını etkilediği sonuçlarına ulaşılmıştır. Halihazırdaki anlaşmazlıkların çözülme ihtimalinin yakın gelecekte gün geçtikçe azaldığı
hesaba katılırsa, entegrasyon sırasında tecrübe edilen problemlerin analiz edilmesi ve
gelecekte gerçekleşmesi muhtemel yeni göç vakalarına karşı temel insan haklarından biri olan
eğitim hakkının öğrencilere en üst düzeyde sağlanabilmesi için gerekli adımların atılması
büyük bir önem teşkil ettiğinden bu adımlara yönelik çözüm önerileri sunulmuştur.