Çantay, İstanbul, 2020
İstanbul’un batısında, Çatalca Platosu üzerinde inşa edilmesi planlanan Kanal İstanbul, henüz projelendirme aşamasında olan bir su yoludur. Marmara Denizi ile Karadeniz arasındaki bağlantıyı sağlayacak olan kanalın güneyde Küçükçekmece Gölü’nden başlamak suretiyle kuzeye doğru Sazlıdere vadisi ve Sazlıdere Barajını kat ederek sırasıyla Sazlıbosna, Dursunköy, Baklalı köylerini geçip Terkos Gölü doğusundan Karadeniz ile birleşmesi planlanmaktadır. Bu çalışma söz konusu hattın mücavirini mühendislik jeomorfolojisi bakımından incelemek üzere hazırlanmış olup doğal ortamın sunduğu şartların mühendislik ile ilişkisini irdelemektedir. Sahada hüküm süren her bir parametrenin coğrafi bakış açısı kapsamında bir bütün olarak incelendiği çalışmada, Kanal İstanbul mücavirinin mühendisliğe elverişlilik durumu hassasiyetle incelenmiş ve inşa sürecinde çalışmada elde edilen bulguların dikkate alınması önerilmiştir. Giriş kısmında sahanın genel coğrafi özelliklerinin aktarıldığı çalışma, temelde iki bölümden oluşmaktadır.
Giriş kısmında saha, fiziki ve beşerî coğrafya özellikleri bakımından iki başlık altında ele alınmış olup önce jeoloji ve tektonik, jeomorfoloji, hidrografya, toprak, iklim, vejetasyon bakımından incelenmiş, ardından nüfus ve yerleşme, ekonomik faaliyetler, turizm ve ulaşım konularına değinilmiştir. Amaç ve kapsam ile materyal ve metodun ortaya konulduğu bu kısım sahanın mevcut şartlarını ve araştırmada izlenen yolu tanımlamaktadır. Bahsi geçen konulara dair haritalama işleminin yapılmasıyla genel coğrafi özellikler görsel nitelik kazanmış ve bu yolla anlatıma katkı sağlanmıştır.
Sahanın jeomorfolojik özelliklerini ayrıntılı olarak arz etmek gayesiyle oluşturulan birinci bölümde önce morfometrik analizlere yer verilmiş ardından jeomorfolojik üniteler ele alınmıştır. Morfometrik indislerin kullanılması yoluyla analitik incelemeye tabi tutulan sahanın rölyef özellikleri niceliksel olarak ifade edilmiş ve bu sayede morfoloji hakkındaki ihtilaflı durumların önüne geçilmiştir. Hemen ardından saha jeomorfolojisi, temel üniteler ve oluşumlarına göre jeomorfolojik şekiller olarak ayrı ayrı incelenerek ayrıntılı bir şekilde aktarılmıştır.
Çalışma alanının mühendislik jeomorfolojisine ayrılan ikinci bölümde ise saha topografya, litoloji, tektonik, zemin mekaniği, arazi kullanımı ve toprak gibi konular bakımından incelenmiş olup bu parametrelerin her birine önce etki ettiği nispette katsayı verilmiş daha sonra unsurların kendi içindeki etki değerine göre hiyerarşik boyut kazandırılmıştır. Tüm bunların sentezlenmesi yoluyla elde edilen mühendislik jeomorfolojisi haritası ile Kanal İstanbul mücavirinde hangi bölgelerin mühendislik faaliyetlerine elverişli olduğu hangi bölgelerin elverişsiz olduğu mekânsal analiz çerçevesinde açıklığa kavuşturulmuştur.
Sonuç olarak, yapısal özelliklerden beşeri ve ekonomik unsurlara kadar geniş bir yelpazede değerlendirme yapmaya olanak sağlayan coğrafi bakış açısı ile sahada etkili bütün unsurlar bir arada değerlendirilmiş, sebep sonuç ilişkisi içerisinde Kanal İstanbul mücaviri için mekâna ve mekânsal organizasyona dair çıkarımlarda bulunulmuştur.
Canal Istanbul is a waterway which is planned to be built on the Çatalca Plateau in the west of Istanbul and is still in the design phase. The canal, which will provide the connection between the Marmara Sea and the Black Sea, is planned to cross the Sazlıdere Stream and Sazlıdere Dam to the north by starting from Küçükçekmece Lake in the south and then crossing Sazlıbosna, Dursunköy, Baklalı and joining the Black Sea from the east of Terkos Lake. This study has been prepared to examine the engineering geomorphology of the line surroundings and examines the relationship between natural conditions and engineering. In the study where each parameter prevailing in the field is examined as a whole within the scope of geographical point of view, the most favorable and unfavorable points of the surroundings are examined with sensitivity, and it is proposed to consider these in construction activities. In the introduction part, the general geographical features of the site are explained and consist of two parts.
In the introduction part, the field is examined under two headings in terms of physical and human geography features, firstly geology and tectonics, geomorphology, hydrography, soil, climate, vegetation are examined, then population and settlement, economic activities, tourism and transportation issues are mentioned. This section, where the purpose and scope, as well as the material and method, as well as the material and method, are specified, sets out the current conditions of the site and the path taken in the survey. With the mapping of the mentioned subjects, general geographical features gained visual quality and thus contributed to the narration.
In the first section, which was formed in order to present the geomorphological features of the site in detail, firstly the morphometric analyzes are given, and then the geomorphological units are discussed. By using morphometric indices, the relief characteristics of the site have been quantitatively expressed and thus conflicting situations about morphology have been avoided. Immediately afterwards, the field geomorphology has been examined separately as the formations according to the basic units and their formations.
In the second section devoted to engineering geomorphology of the study area, the field is examined in terms of topography, lithology, tectonics, ground mechanic, land use and soil. Then each of these parameters was first given a coefficient to the extent that it affected, and then a hierarchical dimension was given according to the sufficient value of the elements themselves. With the map of engineering geomorphology obtained by synthesizing all of these, it has been clarified which regions are suitable for engineering activities and which areas are unsuitable in Canal Istanbul Surroundings.
As a result, geographic perspective, which is a broad perspective from structural to population and economics, and all the effective elements in the field have been evaluated together, and accordingly, some implications have been made for the Canal Istanbul Surroundings.