Hollywood's Challenge with Transformations: A Comparative Look to the 1960's and 2010's


Göktepe A.

5th Media Literacy Forum International Social Sciences Congress in the Age of Digital Transformation, İstanbul, Türkiye, 11 - 12 Kasım 2022, cilt.1, ss.141-142, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.141-142
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Amerikan film endüstrisi, 1920’lerin başından beri Hollywood’da konumlanmıştır. Burada kurulan stüdyo sistemi, sürekli olarak fikir, hayal ve yıldız üreten bir fabrika gibi çalışarak yalnızca Amerika’da değil, bütün dünyadaki ana akım ulusal sinemalar için bir model, bir ideal oluşturmuştur. Sinema hem bir sanat hem bir kitle iletişim aracı hem de bir teknolojik aygıt olarak sürekli olarak değişim ve dönüşüm geçirmiştir. 1940 ve 1950’lerde altın çağını yaşayan Hollywood stüdyo sistemi 1960’lara gelindiğinde çeşitli sebeplerle çöküşe geçmiştir. Bununla birlikte 2. Dünya Savaşı sonrası Amerika’da yükselen eğlence endüstrisi televizyon olmuştur. 1950’lerde televizyon, uluslararası eğlence ortamı olarak sinemaya üstün gelmeye başlamıştır. Bunun sonucu olarak stüdyolar bu durumu değiştirmek ve sinemanın daha üstün bir eğlence ortamı olduğunu kanıtlamak üzere çeşitli yollara başvurmuşlardır. Stüdyoların eski ihtişamında olmasa bile ayakta kalmalarını sağlayan ve televizyona ilginin büyük olduğu dönemde kar etmelerini sağlayan çıkış yolu ise stüdyoların televizyonla savaşmak yerine kendi televizyon ekiplerini ve departmanlarını hatta kimi örneklerde kendi kanallarını kurmak olmuştur. 2010’lar ise daha büyük kapsamda benzer bir dönüşüm yaşandığı yıllar olmuştur. Özellikle 2007’de internet üzerinden ücretli kirala-izle (video on demand) sistemini geliştirmeye başlayan Netflix’in pazara girmesiyle sinema filmlerinin tüketilmesi açısından dijital mecralar ön plana çıkmıştır. Özellikle 2019 yılının sonunda hayatımıza giren COVID-19 pandemisi beraberinde izolasyonu ve sokağa çıkma yasaklarını getirmiş ve sinema salonlarına gidilemeyen dönemde dijital mecralar film ve dizi tüketim ihtiyacının neredeyse tek karşılayıcısı haline gelmiştir. Netflix gibi dijital platformların yalnızca var olan içerikleri göstermeyerek kendi özgün içeriklerini üretmesi klasik stüdyoların elini zayıflatmıştır. Bu süreçte Warner Bros HBOMax’i, Paramount Paramount+’ı, Disney Disney+’ı (ve daha pek çok örnekte olduğu gibi) kurarak dijital dönüşüme ayak uydurmaya çalışmışlardır. Bu çalışmada Hollywood stüdyo sisteminin 1960’lı yıllarda televizyonun yükselişiyle yaşadığı dönüşüm, 2010’lar dijital dönüşümüyle ekonomi-politik perspektiften karşılaştırılmaya çalışılmıştır. Hollywood stüdyo sistemi Adorno ve Horkheimer’in “kültür endüstrileri” tabiriyle ele alınarak stüdyoların kültürel ve endüstriyel değişimleri, neticesi kâr elde etme olacak şekilde, sistemin içinde eritebildiği ve sistemi esnetebildiği görülmüştür.

Anahtar kelimeler: Hollywood, televizyon, sinema, Netflix, dijitalleşme, kültür endüstrisi

The American film industry has been located in Hollywood since the early 1920s. The studio system established here has worked like a factory that constantly produces ideas, dreams and stars, creating a model and an ideal for mainstream national cinemas not only in America but all over the world. Cinema has undergone constant change and transformation as an art, a mass medium and a technological device. The Hollywood studio system, which had its golden age in the 1940s and 1950s, started to collapse in the 1960s for various reasons. However, the rising entertainment industry in America after World War II was television. In the 1950s, television began to dominate cinema as an international entertainment medium. As a result, studios have resorted to various ways to change this situation and to prove that cinema is a superior entertainment medium. The way that allows the studios to survive even if they are not in their former glory and to make a profit in the period when the interest in television is great, was made possible by the studios establishing their own television teams and departments, even their own channels, instead of fighting television. The 2010s, on the other hand, were years of a similar transformation in a larger context. Especially with the entry of Netflix, which started to develop a paid video on demand system over the internet in 2007, digital media has come to the fore in terms of consumption of motion pictures. Especially the COVID-19 pandemic, which entered our lives at the end of 2019, came with self-isolation and curfews, and during the period when movie theaters were closed, digital media became almost the only supplier of movies and TV series consumption needs. The fact that digital platforms such as Netflix not only show existing content but also produce their own original content has weakened the hand of classical studios. In this process, Warner Bros tried to keep up with the digital transformation by founding HBOMax, same as Paramount founding Paramount+ and Disney founding Disney+ (as in many other examples). In this study, the transformation of the Hollywood studio system with the rise of television in the 1960s and the digital transformation of the 2010s were tried to be compared from an economic-political perspective. Considering the Hollywood studio system as Adorno and Horkheimer's term "culture industries", it has been seen that the studios are able to melt the cultural and industrial changes within the system and also stretch the system, with the result that profits.

Keywords: Hollywood, televisiyon, cinema, Netflix, digitalization, culture industry