IV. USVES Uluslararası Sosyal Bilimler ve Eğitim Bilimleri Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 05 Eylül 2021, ss.69-74
İslam inancına göre melek, insan veya bir başka yaratılmış varlığın değil Allah’ın bizzat
kendi kelâmı olarak kabul edilen Kur’an-ı Kerîm, âyetlerini oluşturan söz dizimi, kelime
ve cümle yapısı ile de eşsiz bir durumu arz etmektedir. Her ne kadar Kur’an kendisi bir
şiir olarak kabul edilmeyi reddetmiş olsa da yine de bir ses düzeni içerisinde makamla
okunacak şekilde bir secîli yapıya sahiptir. Bundan dolayı, okunuşunda tecvîd kâideleri
olarak bilinen şeklî şartlarının yanında okunuşunun ruha işlemesi anlamında bir ses ve
makam içerisinde icrâ edilmeyi de önemsemektedir. Bizzat Kur’an’da buna dair emir
veya yasak bulunmamakla beraber Hz. Peygamber, hem kendi kıraatinde hem de sahabenin okuyuşunda buna çok dikkat etmiş ve ashabını ve tüm Müslümanları sesleri ile Kur’an
tilâvetini tezyin etmeye davet etmiştir. Kur’an tilâvetinde sesin okuyuşu tatlılaştırmak ve
hem okuyana hem de dinleyene okunan kelâmın zevkini tattıracak bir hususiyete sahip
kılmak önem verilen konulardan biridir. Bunun önemini tarih boyunca Kur’an tilavetinin
Müslüman toplulukların kültürel hayatında tuttuğu yere bakarak da anlamak mümkündür.
Bu çalışma işte bu önemli konunun şer’î ve tarihi arka planına bir şekilde ışık tutmayı
amaçlamaktadır.