BETONART, sa.21, ss.54-61, 2021 (Hakemsiz Dergi)
Maalesef Beton!; 2000’li yıllara geçmeden yazılmış restorasyon ile ilgili yazıda karşınıza çıkacak bir ifadedir bu. Tarihi kagir yapı sisteminde oluşturduğu olumsuz etkilerden dolayı çimento içerikli müdahaleler, restorasyon projelerinde “muhdes” olarak tanımlanmaktadır. Ancak tarihsel sürece baktığımızda çimento ve betonarmenin kullanımı yakın bir geçmişe kadar yasaldır hatta kullanılması teşvik edilmektedir. Bu makalede, çimentonun restorasyon alanında önce kullanılmasının önünün açılması daha sonra ise üvey evlat muamelesi görme süreci ele alınmaktadır. Çalışmanın asıl odak noktası ise bir tarihi yapıda uygulanmış, en az elli senesini geçirmiş, yapıyla bütünleşmiş ve en önemlisi de Türkiye Koruma Tarihinin bir dönemini yansıtan, belge değeri niteliğine sahip bu müdahaleleri yapıdan uzaklaştırırken bir tarihi de yok etmenin oluşturduğu handikaptır.
“Unfortunately Concrete!”, This expression confronts you in many restoration articles written before the 2000s. Cement interventions are defined as “unqualified” in restoration projects because it has negative effects on historical masonry structures. However, the use of cement and reinforced concrete not only was led to legal but also was encouraged. Firstly, the issues of the way of using cement in the restoration field and the process of being treated like a "stepchild" are addressed in this article. Mainly, the study focused on the handicap of destroying history while removing the cement interventions, implemented in a historical building before at least fifty years and integrated with the building, which most importantly reflects a period of the Conservation History of Turkey.