Uluslararası Turkuaz Sosyal Bilimler Kongresi (Tekirdağ), Tekirdağ, Türkiye, 16 - 18 Eylül 2015, ss.34-35, (Özet Bildiri)
Günümüz dünyasındaki problemleri anlayabilmek için politika ve ekonomi arasındaki karşılıklı ilişkiyi hem ulusal hem de uluslararası açıdan değerlendirmek gerekir. Bu noktada 1970’lerde ortaya çıkan ve geniş bir kapsama sahip olan Uluslararası Politik Ekonomi (UPE), yeni bir disiplin adı olarak ulusal ve uluslararası politika ve ekonomi disiplinlerini kapsayan ortak bir alan yaratarak uygulama bulmaktadır. UPE’ye göre, her siyasal çabanın bir ekonomik gerekçesi bulunabileceği gibi, her ekonomik girişimin de bir siyasal yansıması olabilecektir.
Küreselleşme ile birlikte ortaya çıkan karşılıklı bağımlılık ilkesini göz ardı etmeyen ABD, Soğuk Savaşın sona ermesiyle birlikte oluşan güç boşluğunu fark etmiş ve Balkanlarda bazen aktif bazen de pasif roller üstlenerek siyasi ve ekonomik müdahalelerde bulunmuştur. Özellikle Boşnak Katliamı ve Kosova’nın bağımsızlık mücadelesi sırasında bölgede aktif bir politika izlemiştir. ABD’nin Balkanlara verdiği önemin başlıca nedeni; Soğuk Savaş sonrası Yugoslavya’nın parçalanması ile ortaya çıkan Balkan krizinin çözümünde Avrupa’nın tek başına yeterli olamayacağının anlaşılması üzerine, Ortadoğu’da yürüttüğü enerji hâkimiyeti politikası ve bu politika için yaptığı savaşın devam etmesi ve buradaki politikalarına zarar vereceği düşüncesidir. Zira Balkanlardaki krizin genişlemesi olasılığının gerçekleşmesi Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Rusya ve bir kısım Avrupa devletlerini içine alan, ekonomik ve politik açılardan büyük bir krizin çıkması anlamına gelecek ve bu da ABD’nin Ortadoğu politikasını olumsuz yönde etkileyecektir. Aslında SSCB’nin dağılmasıyla birlikte kurduğu üstünlük politikası gereği ABD, kendisine kafa tutacak başka bir devlet veya gücün oluşmasını da istememektedir.