Afetin Sosyal İnşası: Türkiye'nin Deprem Sosyolojisi, Ulaş Sunata, Editör, Nika Yayınevi, İstanbul, ss.75-92, 2024
Afet ve Toplumsal Cinsiyete
Sosyolojik Bir Bakış
Afetlerin engellenmesi
mümkün olmasa da, bireysel ve toplumsal yaşamdaki yıkıcı etkilerini
sınırlandırmanın ve afet riskini azaltmanın değeri açıktır. Bu bağlamda, son on
yıllarda afetlere sosyolojik açıdan yaklaşımda önemli değişim ve dönüşümler
dikkat çekmektedir. Bugün afete yaklaşımda en belirgin farklılıkları yaratan
adımların son otuz yıl içinde atıldığı
izlenebilmektedir. Öncelikle, 1990’lar Birleşmiş Milletler tarafından
Uluslararası Doğal Afet Etkilerini Azaltma On Yılı olarak belirlenmiştir.
Ardından da 2005-2015 yılları arası Doğal Afet Risk Azaltma On Yılı olarak ilan
edilmiştir. 90’lardan 2000’lere geçişte afetin etkisini azaltma amacından bir
adım öteye geçilerek hedefin, afet riskini azaltma önceliğine doğru
değiştirildiği görülmektedir. Ayrıca, 90’lı yıllardan itibaren özellikle
toplumsal cinsiyet boyutu afet çalışmalarına dahil edilmiştir. Bu açıdan
özellikle Hyogo Çerçeve Eylem Planı 2005,[1]
Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi[2]
ve CEDAW Komitesi 37 No’lu Genel Tavsiyesi,[3]
uluslararası düzeyde, kadınlar ve kız çocuklarının yanı sıra toplumsal
cinsiyete dayalı olarak zarar görebilecek tüm risk gruplarını gözeterek konunun
ele alınmasını sağlayan belgelerdir ve bu açıdan önemli kazanımlar olarak
değerlendirilmektedirler. Ülkeler bazında merkezi ya da yerel düzeyde, resmi
kurumların ve STK’ların düzenledikleri politika belgelerinin, kılavuzların ve
akademik alanda toplumsal cinsiyete duyarlı afet çalışmalarının ortaya çıkması
ve gelişmesi, yukarıda değinilen bu üç uluslararası çerçeveyi temel alarak
gerçekleşmiştir. Diğer bir deyişle, uluslararası kuruluşların yaklaşımlarıyla, akademi
ve bilim dünyasında da konuya odaklanan araştırmaların paralel biçimde
ilerlediği görülmektedir.
Öte yandan, afet
risk yönetimi sürecine, toplumsal cinsiyet perspektifini entegre ederek
bilinçlendirme, savunuculuk çalışmaları geliştirme ve afet risk yönetimiyle
ilgili mevzuat düzenlemede, toplumsal cinsiyetin ana akımlaştırılması,
günümüzde çok az sayıda ülkede geçerlik kazanabilmiştir. Türkiye’nin de
aralarında olduğu pek çok ülke bu konuda oldukça yetersiz bir noktada
bulunmaktadır.[4] Öyle ki, Türkiye’nin afet
ve özellikle deprem riskini yönetmede, hem yaklaşıma hem de uygulamaya ilişkin farklı
başlıklarda önemli eksikleri olduğu açıktır. Ayrıca, bu süreci etkin ve verimli
kılmanın vazgeçilmez koşulunun, planlanacak ve hayata geçirilecek tüm adımlarda
toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetmek olduğu artık bilindiği halde,
ülkemizdeki düzenleme ve uygulamalar bütünsel bir toplumsal cinsiyet eşitliği
perspektiften yoksundur.
[1] Hyogo
Framework for Action 2005-2015: Building the Resilience of Nations and Communities to Disasters International
Strategy for Disaster Reduction (UN World
Conference on Disaster Reduction 18-22 January 2005) https://www.unisdr.org/2005/wcdr/intergover/official-doc/L-docs/Hyogo-framework-for-action-english.pdf
[2] Sendai
Framework for Disaster Risk Reduction 2015-2030 (Third UN World Conference
on Disaster Risk Reduction in Sendai, Japan, on March 18, 2015)
https://www.undrr.org/publication/sendai-framework-disaster-risk-reduction-2015-2030
[3] CEDAW, General recommendation
No. 37 (2018) on the gender-related dimensions
of disaster risk reduction in the context of climate
change ( Committee
on the Elimination of Discrimination
against Women, 7 Februvary 2018)
https://documents-dds-ny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N18/068/98/PDF/N1806898.pdf?OpenElement
[4]
UNDRR, 2009, Global assessment report on disaster risk reduction
https://www.undrr.org/publication/global-assessment-report-disaster-risk-reduction-2009
A Sociological Perspective on Disasters and Gender
Although it is not possible to prevent disasters, the value of limiting their destructive effects on individual and social life and reducing the risk of disasters is clear. In this context, significant changes and transformations in the sociological approach to disasters in recent decades have attracted attention. Today, it can be observed that the steps that have created the most significant differences in the approach to disasters have been taken in the last thirty years. First, the United Nations declared the 1990s the International Decade for Natural Disaster Reduction. Subsequently, 2005-2015 was declared the Decade for Natural Disaster Risk Reduction. In the transition from the 1990s to the 2000s, the goal of reducing the impact of disasters has shifted to the priority of reducing the risk of disasters. Furthermore, since the 1990s, the gender dimension in particular has been included in disaster studies. In this regard, the Hyogo Framework for Action 2005, the Sendai Framework for Disaster Risk Reduction and the CEDAW Committee's General Recommendation No. 37 are documents at the international level that enable the issue to be addressed by considering all groups at risk on the basis of gender, as well as women and girls, and are considered important achievements in this regard. At the country level, policy documents and guidelines issued by official institutions and NGOs at central or local level, as well as gender-sensitive disaster studies in the academic field, are considered important achievements in this regard.