International Eurasian Educational Research Congress-EJER 2022, İzmir, Türkiye, 23 - 25 Haziran 2022, ss.10-12
Yer bilimi konusu ve kavramları
insan hayatındaki önemli başlıklardan biri olmasına karşın, konu/kavram
bağlamında gerek öğrencilerin gerekse toplum içerisinde yaşayan bireylerin
oldukça yetersiz bilgi birikimine sahip oldukları görülmektedir (Bitlisli,
2014; Demirkaya & Karacan, 2016). Özellikle son dönemlerde ülkemizde ve farklı
ülkelerde yaşanan doğal olaylardan biri olan depremler ve beraberindeki çeşitli
yaşamsal olaylar yer bilimine ve ilgili kavramlara yönelik merakı da
arttırmıştır. Buna karşın yer bilimi dersinin konu başlıklarından biri olan
depremlere ilişkin kavramsal öğrenmenin gerek toplumdaki bireyler gerekse
öğrenciler açısından halen yetersiz olduğu mevcut gerçeklerden biri
niteliğindedir (Bingül, 2006; Bulut, 2014; Cin, 2010). Daha ön planda yer alan
depremler bağlamında özelleşen yer bilimi dersi kavramları esasen çok daha
derin bir bilgi birikimine ve geçmişine sahiptir. Yer bilimleri, yaşadığımız
dünya ile ilintilidir ve eylemlerimizin dünyayla nasıl etkileşime girdiğiyle
ilgili bilgiler sunmaktadır. Yer bilimlerini öğrenmek, birçok ölçekte karmaşık
sistemler ve bu sistemlerin birbirleriyle ve insanlarla olan etkileşimleri
hakkında bilgi edinmektir. Yer bu konuları öğrenmek genellikle dünyanın
okyanuslarını, atmosferini, kara yapısını, iç kısmını ve yörüngesini birbirine
bağlayan süreçler hakkında düşünmeyi öğrenmek anlamına gelmektedir (Orion ve
Ault Jr, 2013). Ülkemizde, Dünya’nın oluşumuna ilişkin teoriler, levha
tektoniği, mineraller, kayaçlar, toprak oluşumu, yeryüzündeki su kaynakları ve
iklim sistemleri gibi pek çok geniş konu başlığını içeren yer bilimi dersi
özellikle coğrafya ve sosyal bilgiler alanları ile ilişkilendirilmekte (Bulut,
2014; Sever vd., 2009; Turan, 2002) bu bağlamda fen öğretmen adayları açısından
daha geri planda kalan bir öğrenme alanı olarak kalabilmektedir. Dersin teorik
olarak sahip olduğu içerik de öğrencileri daha çok ezbere yönlendirmesi
bağlamında öğrenme sürecine olumsuz katkıda bulunmaktadır. Bu bağlamda
araştırmanın öğrencilerin öğrenme süreçlerini ve derse yönelik tutumlarını
olumlu bir şekilde etkileyebileceği düşünülen okul dışı bir öğrenme ortamı ile
zenginleştirilmesi hedeflenmiştir.
Müzeler; toplumun farklı kesimlerinden insanlar için kültürel birikimini arttırma, eğlendirme, bilgilendirme, zaman geçirme gibi amaçlara hizmet etmesinin yanı sıra aynı zamanda bir çalışma ve eğitim-öğretim ortamı niteliği taşımaktadır (Reis vd., 2014). Müzeler görsel olarak her yaştan ve eğitim seviyesinden kişinin ilgisini çekebilecek özelliktedir (Pasquaré Mariotto ve Venturini, 2017) ve bilgi aktarımına yardımcı, önemli eğitsel kurumlar arasındadır (Hooper-Greenhill 1999). Bu doğrultuda ülkemizdeki çeşitli müzelerde de farklı yaş gruplarından öğrenciler için özel tasarlanmış müze gezileri düzenlenmekte ve öğrenciler müzedeki çeşitli etkinliklere katılarak öğrenme deneyimlerini arttırma fırsatı bulmaktadır. Farklı dersler ve konularda işlenen çeşitli teorik konular, müze deneyimleri ile öğrenciler açısından daha ilgi çekici hale gelmektedir. Örneğin birçok öğrenci öğrencilik hayatı boyunca, tarih dersi kapsamında yaşadığı ildeki tarih ve arkeoloji müzelerini, fen dersleri kapsamında doğa ve çevre müzelerini ziyaret etmiştir. Bu doğrultuda önemli noktalardan biri ise, bu ziyaretlerin belli bir amaca hizmet eden ve planlı etkinlikler şeklinde düzenlemesi gerekliliğidir. Bu amaçla, öğretmen eğitiminde de okul dışı öğrenme etkinlikleri bağlamında müze gezileri önemli bir amaca sahiptir. Öğretmen adaylarının müze gezilerine ilişkin görüşlerini ve müze gezilerinin ilgili derslerde kavramsal anlamalarına ilişkin etkisini tespit etmek, üzerinde önemle durulması gereken bir noktadır. Bu durumdan hareketle, araştırmanın problem cümlesini “fen bilgisi öğretmen adaylarının yer bilimi dersinde kapsamında gerçekleştirdikleri jeoloji müzesi gezisine ilişkin görüşleri nelerdir?” sorusu oluşturmaktadır.
Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden biri olan durum çalışması ile yapılmıştır. Araştırmaya İstanbul’da bulunan bir üniversitenin Fen Bilgisi Öğretmenliği Anabilim Dalı 2. sınıfında öğrenim görmekte olan 15 öğretmen adayı katılmıştır. Araştırma verileri araştırmacı tarafından hazırlanan ve müze gezisine ilişkin görüşleri belirlemeyi hedefleyen 5 açık uçlu soru ile toplanmıştır. Açık uçlu sorularda öğretmen adaylarının kavram öğretimine ilişkin görüşleri, müze gezisinde ilgilerini çeken bölümlerin neler olduğu, müze gezisinin jeoloji dersine yönelik bakış açılarını etkileme durumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarının okul dışı öğrenme ortamlarının kavram/konu öğretimine katkısının belirleyebilmek amacıyla daha genel nitelikli bir soru da yöneltilmiştir. Soruların analizi nitel analiz yöntemlerinden biri olan içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Analizin güvenirliğinin sağlanabilmesi amacıyla araştırmacı çeşitlemesi yapılmıştır.
Okul dışı öğrenme ortamlarından biri olan müze gezisine
ilişkin görüşlerin ve müze gezisi sürecinde edinmiş oldukları deneyimlerin
belirlenmesinin amaçlandığı bu çalışmadan elde edilen sonuçlar genel olarak
değerlendirildiğinde öğretmen adaylarının müze gezisine ilişkin görüşlerinin
genellikle olumlu olduğu görülmektedir. Öğretmen adayları müze gezisinde teorik
olarak edindikleri bilgileri görsel olarak gördüklerini bu nedenle dersin
gündelik hayatla olan ilişkisini daha iyi kurabildiklerini belirtmişlerdir.
Elde edilen bu sonucun yanı sıra öğretmen adayları konu/kavram öğretiminde gezi
gibi okul dışı öğrenme etkinliklerinin uygulanmasının bilgileri somutlaştırma
açısından oldukça etkili olduğunu, ayrıca dersin daha eğlenceli hale
getirilmesine de katkı sağladığını ifade etmişlerdir. Öğretmen adayları müzede yer alan resim,
video, fosil, kayaç ve mineral türleri gibi farklı görsellerin oldukça ilgi
çekici olduğunu da belirtmişlerdir. Öğretmen adayları müze gezisinde gündelik
yaşamdaki maddelerin hangi minerallerden yapıldığı, magmanın sıcaklıkla
geçirdiği evrim, minerallerin şekil ve görünüşleri gibi derste görmedikleri
çeşitli konu başlıklarını öğrendiklerini de belirtmişlerdir.