Akademisyen Yayınevi, İstanbul, 2024
Many of us are trying to cope with certain difficulties in working life. The difficulties experienced by those employed in the health sector are frequently on the agenda not only in our country but also around the world, both because they work directly on the human body and because it causes permanent damage and death in humans when mistakes are made. Especially as a result of the Covid-19 pandemic creating a major health crisis worldwide, the risks faced by healthcare professionals due to their profession and the rights they obtain against these risks are still among the most discussed issues during and after the pandemic period.
The Patient Rights Regulation, which entered into force in 1998 in terms of the implementation of a patient-oriented healthcare service understanding in the health sector, has played a major role in the change of mentality both in the provision of healthcare services and between healthcare professionals and patients.
The Council of Europe Convention on Human Rights and Biomedicine, which was opened for signature in 1997 within the framework of harmonisation with the European Union acquis, was ratified in 2003 as the Convention for the Protection of Human Rights and Dignity of the Human Being with regard to the Application of Biology and Medicine and its implementation in our national law has accelerated the transformation efforts in health in our country.
The fact that the legislator has made some radical changes in the legislation with a patient rights-oriented understanding has caused the rights of healthcare professionals and the elimination of the difficulties they face in their duties to be considered in the second plan. Generally, some unlawful practices are carried out due to the fact that healthcare workers who perform their duties within the private health providers are not fully aware of their rights and due to the malicious intent of the employers.
Considering all these issues, the protection of the rights and interests of those who work in the health sector is of great importance in our law. The legislator has taken restrictive measures in order to prevent certain collusive transactions and has envisaged serious sanctions against such practices.
In our study, the difficulties faced by healthcare workers, many rights and responsibilities required due to the nature of the work performed are discussed on the basis of the employment contract and service contract.
I hope that this work, which I have tried to handle with a different perspective and approach, will be useful to all researchers, readers and employees interested in the health sector and individual labour law.
Çalışma hayatında bir çoğumuz belirli güçlüklerle başa çıkmaya çalışıyoruz. Gerek insan bedeni üzerinde direkt olarak çalışma gerçekleştirmeleri gerekse de hata yapıldığında insanlarda kalıcı hasarlara ve ölümlere sebep olması nedeniyle sağlık sektörü içerisinde istihdam edilenlerin yaşadıkları zorluklar yalnızca ülkemizde değil dünya genelinde sık sık gündeme gelmektedir. Özellikle Covid-19 pandemisinin dünya genelinde büyük bir sağlık krizi oluşturması sonucunda sağlık çalışanlarının meslekleri sebebiyle karşılaştıkları riskler ve bu riskler karşısında elde ettikleri haklar pandemi dönemi ve sonrasında hala çok tartışılan konular arasındadır.
Sağlık sektöründe hasta odaklı bir sağlık hizmeti anlayışının uygulanması açısından 1998 yılında yürürlüğe giren Hasta Hakları Yönetmeliği toplumda gerek sağlık hizmetlerinin sunumu gerekse de sağlık çalışanları ve hastalar arasındaki mantalitenin değişiminde büyük rol oynamıştır.
Avrupa Birliği müktesebatına uyum çalışmaları çerçevesinde 1997 yılında imzaya açılmış olan Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesinin 2003 yılında Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi ismiyle onaylanarak ulusal hukukumuzda uygulanması ülkemizde sağlıkta dönüşüm çalışmalarına hız kazandırmıştır.
Hasta hakları odaklı bir anlayış ile kanun koyucunun mevzuatta birtakım köklü değişimler gerçekleştirmesi, sağlık çalışanlarının hakları ve görevde karşılaştıkları güçlüklerin giderilmesinin ikinci planda değerlendirilmesine sebep olmuştur. Genellikle özel sağlık sunucuları bünyesinde görevlerini ifa etmekte olan sağlık çalışanlarının gerek haklarını tam olarak bilmemesinden gerekse de işverenlerin kötü niyetinden kaynaklı birtakım kanuna aykırı uygulamalar gerçekleştirilmektedir.
Tüm bu hususlar ele alındığında sağlık sektörü içerisinde çalışmalarını gerçekleştirenlerin hak ve menfaatlerinin korunması hukukumuzda büyük öneme sahiptir. Kanun koyucu özellikle birtakım muvazaalı işlemlerin önüne geçmek için sınırlayıcı tedbirler alarak bu gibi uygulamalara karşı ciddi yaptırımlar öngörmüştür.
Çalışmamızda, sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldıkları zorluklar, gerçekleştirilen işin doğası gereği ihtiyaç duyulan birçok hak ve sorumluklar, iş sözleşmesi ve hizmet sözleşmesi temelinde ele alınmıştır.
Farklı bir bakış açısı ve yaklaşımla ele almaya çalıştığım bu eserin sağlık sektörü ve bireysel iş hukukuyla ilgilenen bütün araştırmacı, okur ve çalışanlara faydalı olmasını ümit ediyorum.