8. EGZERSİZ FİZYOLOJİSİ SEMPOZYUMU, İstanbul, Türkiye, 12 - 15 Mayıs 2022, ss.16
Düzenli fiziksel egzersizin ortalama yaşam süresini arttırdığı ancak aynı zamanda da uyarıcı
bir stresör olduğu bilinmektedir. Egzersiz sırasında iskelet kasının metabolik aktivitesi artar,
vücut buna oksijen tüketimini arttırarak cevap verir. Artan metabolizma ve artan oksijen
kullanımı daha fazla reaktif oksijen ve nitrojen türleri (RONS)’nin üretimiyle
sonuçlanır. Oksidatif stresin meydana gelmesi oluşan RONS miktarı antioksidan sistemin
kapasitesini aşmalıdır. Düşük yoğunluklu ve kısa süreli egzersiz protokolleri esnasında
antioksidan savunma sistemi RONS üretiminin üstesinden gelebilir fakat egzersizin
yoğunluğu ve/veya süresi arttığında antioksidan savunma mekanizmaları artık yeterli olmaz
ve oksidatif hasar meydana gelir. Egzersiz esnasında meydana gelen oksidatif hasar başlıca
egzersizin süresi ve yoğunluğuna bağlıdır.
Birçok çalışma uzun veya kısa süreli yüksek yoğunluklu egzersizin aktif iskelet kaslarında
artmış radikal üretimi ile sonuçlandığını ve çalışan kaslarda lipid ve proteinlerin oksitlendiğini
doğrulamıştır. Akut egzersiz ile indüklenen kas hasarı egzersiz sonrası ilk 12-72 saatte ortaya
çıkan ağrı ve kuvvet kaybıyla ilişkilidir. Hatta lökositlerin aktivasyonu, kas ödemi, fonksiyon
kaybı ve ağrıyı içeren bir inflamatuvar cevaba neden olur. Ancak egzersizin vücudun
antioksidan savunma sistemini uyarabileceği, düzenli aerobik egzersizin oksidatif hasarı
beyin, karaciğer, böbrek, iskelet kasında, kan ve kalp gibi pek çok organda azalttığı ve düzenli
egzersizin oksidatif stresle ilişkili hastalıklardan koruyucu olduğunu raporlanmıştır. Bunun
yanında direnç egzersizlerinin de kilo fazlalığı olan yaşlı bireylerdeki lipid hidroperoksitleri
gibi artmış olan oksidatif hasar belirteçlerini azalttığı gösterilmiştir.
Yüksek düzeydeki serbest radikaller hücresel bileşenlere zarar verebilirken, düşük ve orta
düzeydeki oksidan moleküller hücrelerde gen ekspresyonunun modülasyonu, hücresel
sinyallerin düzenlenmesi, apopotozun uyarılması, iskelet kası güç üretiminin modülasyonu,
anjiyogenez ve nörogenez gibi çeşitli düzenleyici rollere sahiptir. Moleküler adaptasyonlar
sonuç olarak oksidatif strese karşı direncin artmasına ve fizyolojik fonksiyonların
düzelmesine neden olur. Düzenli egzersizlerin bu yararlı sonuçları tüketici egzersizin
dokulardaki hasar verici etkileri ile zıtlık göstermektedir. Bu nedenle egzersizin tipi,
yoğunluğu, süresi ve sıklığı dikkatle belirlenmelidir.
Anahtar Kelimeler: Egzersiz, Oksidatif Stres, RONS