Yazınsal Metinde Duygu - Düşünce bağlamında Dil - Söz İlişkisinin İncelenmesi


Creative Commons License

YILMAZ S., Topkara K.

International Journal of Language Academy, cilt.9, sa.2, ss.29-49, 2021 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 9 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2021
  • Doi Numarası: 10.29228/ijla.50026
  • Dergi Adı: International Journal of Language Academy
  • Derginin Tarandığı İndeksler: EBSCO Education Source, ERIC (Education Resources Information Center), Linguistic Bibliography, MLA - Modern Language Association Database
  • Sayfa Sayıları: ss.29-49
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Düşünce ile söz arasında derin yapı çerçevesinde sıkı bir ilişki vardır. Öyle ki, düşünceler mecazî bağlamda bir su ise sözler bu suyu taşıyan kanallardır. Yazarın duygu coğrafyası, düşünce atlasında gezinmek istiyorsak onun söz haritasını bilmemiz gereklidir.  Bu açıdan bakıldığında, nitel araştırma desenlerinden durum çalışması olarak ele alınan bu çalışmada, “La Confession de Claude” romanının Türkçe çevirisi olan Claude’un İtirafları ışığında Fransız klasik yazar Emile Zola’ya dilsel, üslupsal ve yazınsal bir bakış açısı getirmeye çalışacağız. Uygulamalı Söylem Dilbilimi çerçevesinde, Zola’nın sözlerinden hareketle onun düşünce ve duygu dünyasını söylemsel açıdan çözümlemeye çalışacağız. Bunu yaparken dilsel göstergelerden hareket edip metni söylem bakımından irdeleyeceğiz.  Bağlam içindeki anlama, sözce yapılarına, bu yapıların çözümlenmesine odaklanırken Batı dilbilim kuramlarında kullanılan kimi özel terimlere yer verilecektir. Emile Zola’nın Claude’un İtirafları romanı, yazarının kişisel yaşamından izler taşıması bakımından önemli olduğundan, öznellik bağlamında bu kişiselliğin yapıtın sözcelerine nasıl yansıdığı gösterilmeye çalışılacaktır. Dilde öznellik olgusu dışında, söylemin devamlılığı, geçmişe dönüş, serzeniş/haykırma/kabullenme, sorgulama, doğrudan muhataba yönelme, yineleme/tekrarlama, ünlemsel ifade, bildirme sözcesi, duygu-düşünce ilişkisinde umutsuzluk başlıklarında derlenen sözcelerden hareketle edebî eserdeki dil-söz ilişkisinin boyutları ortaya konmaya çalışılacaktır. Araştırmanın sonucunda, Emile Zola’nın duygu ve düşüncelerini kaleme alırken, dil – söz ilişkisi bağlamında kendine özgü bir biçeminin olduğu, farklı söylemsel yapıları ve söz sanatlarını yerine göre etkili bir şekilde kullandığı görülmüştür.