International Journal of Language Academy, cilt.9, sa.2, ss.29-49, 2021 (Hakemli Dergi)
Düşünce
ile söz arasında derin yapı çerçevesinde sıkı bir ilişki vardır. Öyle ki,
düşünceler mecazî bağlamda bir su ise sözler bu suyu taşıyan kanallardır.
Yazarın duygu coğrafyası, düşünce atlasında gezinmek istiyorsak onun söz
haritasını bilmemiz gereklidir. Bu
açıdan bakıldığında, nitel araştırma desenlerinden durum çalışması olarak ele
alınan bu çalışmada, “La Confession de Claude” romanının Türkçe çevirisi olan Claude’un İtirafları ışığında Fransız
klasik yazar Emile Zola’ya dilsel, üslupsal ve yazınsal bir bakış açısı
getirmeye çalışacağız. Uygulamalı Söylem Dilbilimi çerçevesinde, Zola’nın
sözlerinden hareketle onun düşünce ve duygu dünyasını söylemsel açıdan
çözümlemeye çalışacağız. Bunu yaparken dilsel göstergelerden hareket edip metni
söylem bakımından irdeleyeceğiz. Bağlam
içindeki anlama, sözce yapılarına, bu yapıların çözümlenmesine odaklanırken
Batı dilbilim kuramlarında kullanılan kimi özel terimlere yer verilecektir.
Emile Zola’nın Claude’un İtirafları romanı,
yazarının kişisel yaşamından izler taşıması bakımından önemli olduğundan, öznellik bağlamında bu kişiselliğin yapıtın sözcelerine nasıl
yansıdığı gösterilmeye çalışılacaktır. Dilde
öznellik olgusu dışında, söylemin
devamlılığı, geçmişe dönüş, serzeniş/haykırma/kabullenme, sorgulama, doğrudan
muhataba yönelme, yineleme/tekrarlama, ünlemsel ifade, bildirme sözcesi,
duygu-düşünce ilişkisinde umutsuzluk başlıklarında derlenen sözcelerden
hareketle edebî eserdeki dil-söz ilişkisinin boyutları ortaya konmaya
çalışılacaktır. Araştırmanın sonucunda, Emile Zola’nın duygu ve düşüncelerini
kaleme alırken, dil – söz ilişkisi bağlamında kendine özgü bir biçeminin
olduğu, farklı söylemsel yapıları ve söz sanatlarını yerine göre etkili bir
şekilde kullandığı görülmüştür.