İsviçre Borçlar Kanunu’nda 01.01.2020 Tarihli Revizyonla Revize Edilen M.141 Çerçevesinde “Zamanaşımı Def’inden Feragat”


Yılmaz C.

Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt.18, sa.214, ss.591-625, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 18 Sayı: 214
  • Basım Tarihi: 2023
  • Dergi Adı: Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.591-625
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

İsviçre’de 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe giren Zamanaşımı Hukuku Revizyonu ile birlikte “Zamanaşımı Def’inden Feragat”i düzenleyen (Obligationenrecht) OR m.141 hükmü de revize edilmiştir. Zamanaşımı def’inden feragat, İsviçre’de kanun yapma sürecinde çok tartışılan bir konu olmuş ve Federal Mahkeme’nin 2006 yılında hükmettiği ve öğretinin ağırlıklı çoğunluğu tarafından da desteklenen, konuya ilişkin ilke kararının, OR m.141 hükmüyle yasal düzenleme altına alınarak somutlaştırılması ve netleştirmesi amaçlanmıştır. Revize edilen OR m.141/I’e göre; borçlu “zamanaşımının başlangıcından itibaren en fazla on yıl süreyle zamanaşımı def’ini ileri sürme hakkından feragat edebilir”. Yeni düzenlemeye göre, zamanaşımı süresinin başlangıç anından önce feragat yasaktır ve bu husus; “önceden feragat yasağı” olarak nitelendirilmektedir. Böylece, zamanaşımı def’inden feragat; zamanaşımı süresinin sona ermesinden önce veya süre bittikten sonra yapılabilecektir. Revizyonla birlikte; artık borçlu, zamanaşımı süresinin başlangıcından itibaren azami on yıl süreyle zamanaşımı def’îni ileri sürme hakkından feragat edebilir. Kanun koyucu böylece, ilk defa “on yıllık üst sınır” öngörmüştür. OR m.141/Ibis hükmüyle feragat beyanı için “yazılı şekil” şartı yeni olarak öngörülmüştür. Adi yazılı şekil gerekli ve yeterlidir ve sadece borç altına girecek kişilerin imzası bulunmalıdır. Ayrıca; sadece Genel İşlem Koşullarını (GİK) kullanan taraf, zamanaşımı def’inden feragat edebilir, buna karşılık GİK’nı kullananın karşısındaki, sözleşmenin karşı tarafı açısından bu imkan sözkonusu değildir. OR m.141/II ve III’de öngörülen hükümler, değiştirilmeden yeni OR m.141’e alınmıştır. Dolayısıyla, kural olarak, müteselsil borçlulardan birinin feragati, diğer müteselsil borçlulara karşı ileri sürülemeyecektir. Asıl borçlunun feragati de kefalette kefile karşı ileri sürülemeyecektir. Buna karşılık, OR m.141’in yeni düzenlenen dördüncü fıkrasına bir ek hüküm eklenmiştir ve bu hüküm uyarınca; sigortacıya karşı doğrudan ileri sürülebilecek bir alacak hakkı bulunması halinde, borçlunun feragati, sigortacıya karşı -ve tam tersi de- ileri sürülebilecektir. OR m.141/IV, zamanaşımı def’inden feragatin, yalnızca feragat eden tarafın aleyhine etkili olduğuna dair kuralın bir istisnasıdır.
Within the Swiss Revision of Law on Prescriptive Periods, entered into force in Switzerland on 1 January 2020, Swiss Code of Obligations (OR) Art.141, regulating “Waiver of the the Prescription Defence” has also been newly regulated. It has been a highly debated issue during the law-making process and it was aimed to concretise and clarify the principle decision of the Federal Court ruled in 2006, which was supported by the majority of the doctrine, by putting it under legal regulation with Article 141. According to the revised Article, the debtor “may waive the right to raise the prescription defence for a maximum period of ten years from the commencement of the prescriptive period”. Waiver before the beginning of the prescriptive moment is prohibited and this is characterised as “prohibition of prior waiver”. Hence, the waiver may be made before or after the expiry of the prescriptive period. Accordingly, the debtor may waive the right to raise the prescription defence for a maximum period of ten years from the beginning of the prescriptive period. The legislator, has provided a “ten-year upper limit” newly. Revised Article introduces newly the requirement of ordinary written form for the declaration of waiver and only the signature of the persons under obligation be must be included. Besides; pursuant to new Article; only the party using General Terms and Conditions (GTC) may waive the prescription defence, whereas this is not the case for the counterparty of the contract opposite to the party using the GTC. The provisions regulated in previous Art.141/ II-III have not been amended and consequently as a rule, the waiver of one of the jointly debtors cannot be asserted against the other joint obligors. The waiver of the principal debtor cannot be asserted against the surety. An additional provision has been added to the Article stating; the debtor’s waiver may be arised against the insurer -and vice versa- if there is a right of claim that can be asserted directly against the insurer. It is an exception to the rule that waiver of the prescription defence is effective only against the waiving party.