Eisner’in Eğitsel Eleştiri Modeline Göre Felsefe Öğretim Programının Değerlendirilmesi


Çelik H., Berk Ş.

FSMVU-EAK2023 4. Eğitim Araştırmaları Kongresi, İstanbul, Türkiye, 19 - 20 Ekim 2023, ss.54-55

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.54-55
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bir programın niteliği, uygulamalarının hedefler ile örtüşmesi, paydaşlar üzerindeki etkisi, süreçte ve sonuçta öngörülmeyen durumlar, varsa iyileştirmeye açık yanları, programın sürdürülüp sürdürülmeyeceğinin kararı, program değerlendirme yaklaşım ve modellerinden uygun olanın kullanımı ile belirlenmektedir. Bir disiplin olarak program değerlendirme, program ile ulaşılmak istenen amaçlar odağında veya hem amaçlar hem de etkilenen kişilerin görüşleri odağında farklı modeller ile incelenmektedir. Türk Eğitim Sisteminde orta öğretimde (10 ve 11. sınıflar) bir ders olan Felsefe dersinin, bir değerlendirme modeli ile çalışıldığı rapor alan yazında bulunmamaktadır. Felsefenin sübjektif yapısı, öğretim programının standartlar ve çıktılar bakımından değerlendirilmesine uygun olmamakla birlikte Eisner’in Eğitisel Uzmanlık ve Eğitsel Eleştiri modeli nitel bir açıklama modelidir. Eğitim uzmanı, alandaki gözlemleri ve paydaşların görüşlerini eleştiri yazısı olarak ortaya koymaktadır; bu metnin boyutları betimleme, yorumlama, değerlendirme ve temalaştırmadır. Eisner’in Eğitsel Eleştiri Modeline Göre 2018 Ortaöğretim Felsefe Dersi (10. Ve 11. Sınıflar) Öğretim Programının Değerlendirilmesi isimli bu araştırmanın çalışma grubunu 5 felsefe öğretmeni, 30 öğrenci, 20 üçüncül eğitim paydaşı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, yarı yapılandırılmış görüşme formları ile toplanmış ve içerik analizi ile incelenmiştir. Araştırma bulguları ile felsefe sevgisi, ilgi ve tutum, içeriğin yalınlaştırılması, felsefe pratiği ve erken yaşta başlanılması temalarına ulaşılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre felsefe dersi deneyimi olan paydaşlar; felsefeyi puan alınan bir ders olarak değil sevdikleri için vakit geçirdikleri bir ders olarak görmekte, ders ile ilk karşılaştıklarında gösterdikleri ilgi ve olumlu tutumları ders kitaplarındaki kapalı yaklaşım nedeniyle zamanla kaybetmekte, bilgilendirme amaçlı dersler yerine grup tartışmalarına ve kişisel yorumlamaya zaman ayrılmasını istemekte, lise düzeyinin artık pek çok kavramsal bilgi için geç kalınmış olduğunu ifade ederek erken çocukluk dönemlerinde felsefe dersine başlanması gerektiğini belirtmektedirler. Paydaşların tümü felsefenin, doğru düşünmenin öğretilmesi olduğunda ve lise öncesi dönemde başlanması gerektiğinde hemfikirdir. Araştırmanın sonuçları alan yazındaki diğer felsefe dersi öğretim programı araştırmaları ile örtüşmektedir.