KÜLTÜREL MİRASIN TAŞIYICISI KENT MÜZELERİNDE DOKUMA SANATININ YERİ


Sünnetciler N.

ULUSLARARASI MARMARA SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ IMASCON, Kocaeli, Türkiye, 29 - 30 Kasım 2024, ss.60-61, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Kocaeli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.60-61
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Özet

Türk kültürünün zengin geçmişinin bir kanıtı olan ve somut olmayan kültürel miras kapsamında tanımlanan el sanatları ürünleri, ait olduğu dönemin yaşam biçimini, gelenek göreneklerini, inanış biçimlerini, sosyal - beşeri olanaklarını ve toplumun yaratım gücünü temsil eden belge niteliği taşımaktadır. İnsanlık tarihinin en eski sanatlarından biri olan dokuma sanatı; insanların yaşam gereksinimlerini karşılayabilmek, korunma, örtünme, giyinme ve süslenme gibi ihtiyaçlarını giderebilmek için ortaya çıkmıştır. Bu ürünler zaman içinde; toplumlar arasında olan etkileşimlere ve yaşam koşullarının belirlediği özelliklere göre şekillenerek gelişmiş ve gelecek nesillere aktarılarak, sürdürülebilirlik niteliğini kazanmıştır. Dokumacılık sanatı, bu anlamda kültürel aktarımın en önemli ögelerinden biri olmuştur.

Geçmişin günümüze, günümüzün de yarınlara taşınmasında çok önemli bir rol üstlenen müzeler, kültürel mirasın saklanıp korunduğu ve sergilendiği, kültürel bağlamda bir toplumu temsil eden somut ya da somut olmayan kültürel miras üzerine odaklanan en önemli kurumlardır. Bir kentin belleği olarak kabul edilen kent müzeleri ise, kentin tarihini, sosyal yapısını ve kültürel değerlerini yansıtan bellek mekanları olarak, bulunduğu kentin kimliğini anlamak ve yaşatmak adına büyük önem taşır. Tüm toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de kent müzelerinin kurulma amacı; kentlerin binlerce yıllık tarihini, üzerlerinde yaşamış uygarlıkların bıraktığı kültürel mirası günümüz insanına sunarken, aynı zamanda geleceğe de aktarmayı hedefler. “Kente özel” olan değerlerin vurgusunun yapıldığı “kente özgü tarihin” anlatıldığı bellek mekanları olarak tasvir edilen kent müzelerinin Türkiye’de kurulmaya başlanması ise 2000’li yıllarda hız kazanmıştır. Kent müzeleri ve dokumacılık sanatının bağlantısı tarihsel ve kültürel bağlamda oldukça derindir. Özellikle yerel halkın tarihine ve kültürüne ışık tutan dokumacılık geleneklerini sergileyerek, bu sanatı daha geniş bir kitleye tanıtır. Kent müzeleri, dokumacılığı hem sanatsal hem de sosyal açıdan ele alarak, bir şehrin kültürel mirasını yaşatmakta ve bu alandaki geleneksel bilgileri aktarmakta önemli bir rol oynamaktadır.