X. Uluslararası Katılımlı Spor Fizyoterapistleri Kongresi, Gaziantep, Türkiye, 6 - 09 Kasım 2019
Amaç: Bu çalışmanın amacı fizyoterapistlerin skolyoz ile farklı türdeki egzersiz/sportif
aktivite yaklaşımları arasındaki ilişkiye dair bilgi düzeyini belirlemek idi.
Yöntem: Araştırmaya aktif olarak çalışmakta olup, çalışmaya katılmaya gönüllü olan 288
fizyoterapist dahil edildi. Bireylerin çalıştıkları kurumları, çalıştıkları süreyi, skolyoz ile farklı
türdeki egzersiz/sportif aktivite yaklaşımları arasındaki ilişkiye dair bilgi düzeylerini
sorgulayan, araştırmacılar tarafından hazırlanan sorgulama formu, katılımcılar tarafından
online olarak dolduruldu.
Bulgular: Katılımcıların %63,5’i klinisyen, %10,4’ü akademisyen, %9,4’ü hem akademisyen
hem klinisyen, %16,7’si serbest olarak çalıştığını belirtti. Ortalama aktif çalışma süresi
5,14±5,80 yıl idi. Katılımcıların %38’i lisans eğitimi sonrası skolyoza dair ek eğitim aldığını
bildirdi. Katılımcıların %54,2’si yüzmenin, %30,9’u pilatesin, %5,2’si yoganın, %0,7’si
bisiklete binmenin skolyoz için en faydalı fiziksel aktivite olduğunu bildirdi; %3,5’i
‘bilmiyorum’ seçeneğini işaretledi. Katılımcıların %64,9’u dövüş sporlarının, %9,4’ü
bisiklete binmenin, %6,3’ü yüzmenin, %5,3’ünün balenin, %2,8’i pilatesin skolyoz için en
zararlı fiziksel aktivite olduğunu bildirdi; %6,6’sı ‘bilmiyorum’ seçeneğini işaretledi.
Sonuç: Literatürde skolyoz hastaları için yoğun olmayan fiziksel aktivite programları önerilse
de gövde asimetrisini arttırabilecek (yüzme), omurga travmasına neden olabilecek (dövüş
sporları, bisiklete binme) ya da yoğun hiperekstansiyon içeren (pilates, yoga, bale) aktivite
programları önerilmemektedir. Çalıştığı kurum ve çalışma alanından bağımsız olarak,
fizyoterapistler arasında bu aktivitelerin skolyoz için yararlı olduğuna dair genel bir kanı
olduğu görülmektedir. Fizyoterapistlerin bu konudaki farkındalığını geliştirmeye yönelik
çalışmaların yapılmasının faydalı olacağını düşünmekteyiz.