İstanbul Rumeli Üniversitesi Uluslararası Güvenlik Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 25 - 26 Mart 2021, cilt.1, ss.18-24
Uluslararası
hukukta terörün tanımı, özel kişilere, grup ya da halkın tamâmına siyâsî,
felsefî, ideolojik, etnik, dinî, ya da başka sebeplerle her türlü yasa dışı
baskı vâsıtasıyla dehşet ortamı yaratmayı tahrik eden tüm cezâî eylemler
şeklindedir.[1]
Uluslararası hukukta terör, hedef toplumda söz konusu toplumu saldırganların
politik amaçlarını karşılamaya zorlamak için korku ve endişe yaratmaya yönelik
şiddet kullanma veya şiddet kullanma tehdidinde bulunma biçiminde de
tanımlanır.[2]
Uluslararası hukuk açısından uluslararası terörizm ise en az iki farklı
devletin yetki sâhalarının terör saldırısındaki mevcûdiyeti nedeniyle uluslararası
nitelik kazanan terörizmdir. Uluslararası terörizme karşı devletler
uluslararası terörizme karşı savunma amacıyla kendi ülkelerinin sınırlarının
ötesinde başka devletlerin ülkelerinin sınırları içerisinde silâhlı kuvvet kullanmaktadırlar ve bu
davranışlarının uluslararası hukukta BM Antlaşması madde 51’de de düzenlenen
meşrû müdâfaa hakkına dayandığını resmî olarak ileri sürmektedirler. BM
Antlaşması madde 51’de düzenlenen meşrû müdâfaa hakkı BM Antlaşması madde 2/4 de
düzenlenen kuvvet kullanma yasağının istisnâsıdır. Uluslararası hukukta meşrû müdâfaa hakkını doğuran olay silâhlı bir saldırının varlığıdır.
Öyleyse uluslararası terörizme karşı da meşrû müdâfaa hakkı doğacaksa uluslararası
hukuka göre uluslararası terörizmin de silâhlı bir saldırı sayılması gerekmektedir
ve devletlerin maddî ve mânevî unsurla oluşturduğu uluslararası örf ve âdet hukukuna göre uluslararası
terörizm silâhlı
bir saldırıdır ve doğal olan meşrû müdâfaa hakkını doğurur. Klasik
uluslararası hukuktaki simetrik yâni devletten devlete silâhlı saldırı kalıbı aşılmıştır ve bu
asimetrik bir silâhlı saldırıdır yâni saldırgan aktör, devlet dışı silâhlı bir aktördür ve bu asimetrik silâhlı saldırıda saldırının bir devlete
isnad edil(ebil)mesi şart değildir. Meşrû müdâfaa hakkının varlığı ortaya
konulduktan sonra bunun uygulamasının da uluslararası hukuka uygun biçimde
olması şarttır ki böyle bir meşrû müdâfaa uluslararası hukuka göre bir
hukuka uygunluk nedeni olsun. Böyle bir meşrû müdâfaanın hukuka uygunluk unsurları, gereklilik
unsuru, orantılılık unsuru ve ölçülülük unsurudur. Gereklilik unsuru, meşrû
müdâfaa hakkının doğumunu ilgilendirir; orantılılık unsuru, meşrû müdâfaanın
uygulanmasını ilgilendirir; ölçülülük unsuru, meşrû müdâfaaya son vermeyi
ilgilendirir. Meşrû müdâfaa hakkından ötürü silâhlı kuvvet kullanmak gerekli
olmalıdır; kuvvet kullanımının şiddeti orantılı olmalıdır ve kuvvet kullanımına
ölçülü biçimde yâni zamânında son verilmelidir. Hepsini toparlayan bir kavram ise haddi
aşmamadır; haddi aşmamak, hukukî sınırlara tecâvüz etmemektir. Meşrû müdâfaada
başından sonuna kadar haddi aşmamak temel ilkedir.
Anahtar
Kelimeler: Uluslararası Terörizm, Devlet Dışı Silahlı Aktörler, Meşru Müdafaa,
Kuvvet Kullanma, Uluslararası Hukuk