4. uluslararası 22. ulusal halk sağlığı kongresi, İstanbul, Türkiye, 13 - 19 Aralık 2020, ss.1
Giriş-Amaç: Beslenme günlük
hayatımızın ayrılmaz, bütünleyici bir parçasıdır.Bir doktorun eğitim
hayatındaki en zorlayıcı dönemlerden bir tanesi olan intörnlükte, bu beslenme
dengesinde birtakım bozulmalar oldukça olumsuz yönde etkilemektedir. Marmara
Üniversitesi Tıp Fakültesi (MÜTF) 6. sınıf öğrencilerinin intörnlük döneminde
beslenme alışkanlıklarının değerlendirilmesi genel amacımız olarak amaçlanmıştır.
Gereç-Yöntem:: Eylül - Ekim
2020 tarihleri arasında gerçekleştirilen tanımlayıcı tipteki çalışmanın
evrenini Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. Sınıf öğrencileri
oluşturmaktadır. Çalışmamızın evreni 200 kişi olup araştırmaya katılmayı kabul
eden 125 öğrenci ile tamamlanmıştır. Örnekleme yöntemleri kullanılmamış ve
evrendeki tüm öğrencilere ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışmada kullanılan anket,
literatür ışığında araştırmacılar tarafından hazırlanmış ve online olarak
uygulanmıştır. Anket, katılımcıların sosyodemografik özellikleri ve beslenme
alışkanlıklarını değerlendiren çoktan seçmeli 50 sorudan oluşmaktadır.
Katılımcılardan elde edilen verilerin çözümlemesi için istatistik paket program
kullanılmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı frekans dağılımları
alındıktan sonra istatistiksel değerlendirmede nominal değişkenlerin
karşılaştırılmasında ki-kare testi kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık
değeri olarak p<0,05 alınmıştr.
Bulgular: Ankete katılan
bireylerin %41,6’sı erkek, %58,4’ü kadındır. Araştırmaya katılanların yaş
ortalaması 23,96 (±1,21)’dır. Erkeklerin yaş ortalaması 24,13 (±1,17) iken
kadınlarınki 23,84 (±1,23)’tür. Katılımcıların boy kilo beyanlarına göre VKİ
değerleri hesaplanmış ve kategorize edildiğinde zayıf ve normal değerler
aralığında olanlar %75,9, fazla kilolu ve obez aralıklarına girenler ise %24,1
olarak görülmüştür. Katılımcıların intörnlük dönemi yeme içme düzenindeki
değişiklik incelendiğinde %48 oranında bir miktar değişme, %38,4 oranında aynı
kalma ve %13,6 oranında fazlasıyla değişme olduğu belirtilmiştir.
Katılımcıların %51’i genellikle hastane yemekhanesinde yerken %24’ü nadiren
yemektedir. Hiç yemeyenlerin ise %25 oranında olduğu görülmektedir. Günlük yeme
sıklığı ile ilgili elde edilen verilere bakıldığında kadınların erkeklere
nazaran öğün sayılarının fazla olduğu, cinsiyet ve molalarda/ders çalışma
sırasında ceviz, kuru üzüm gibi kuruyemiş tüketimi arasındaki ilişkiye
bakıldığında anlamlı olduğu görülmüştür (p<0,001) Dışarıdan verilen
siparişlerde en çok tercih edilen yemeğin fast-food ve ev yemeği olduğu,
intörnlük dönemi yeme-içme düzeninin değişimi ile cinsiyeti arasındaki ilişki
anlamlı bulunmuştur(p=0,022). İnternlük döneminde en çok tüketilen besin
maddelerinin karbonhidratlı besinler olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç ve Öneriler: İntörn
döneminde öğrencilerin büyük bir bölümünde yeme alışkanlıklarının değiştiği,
fast-food ve ulaşımı kolay yiyeceklere ( kuruyemiş, meyve, çikolata v.s. )
yönelimin artış gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu durumun nedenleri arasında yoğun
çalışmaya bağlı zaman darlığı ve zihinsel yorgunluk sayılabilir. Bu durum
yetersiz ve dengesiz beslenmeye yol açmakta bu da intern döneminde edinilen
alışkanlıkların ilerleyen yaşlarda da alışkanlıkları ve sağlığı üzerinde
belirli değişikliklere yol açabilmektedir. Bu konuda yapılacak daha kapsamlı
araştırmalar bu yöndeki değişikliklerin tespitinde ve düzeltilmesinde etkili ve
yararlı yöntemler oluşturulmasında kullanılabilir.