Cihannüma Tarih ve Coğrafya Araştırmaları Dergisi, cilt.6, sa.2, ss.157-177, 2020 (Hakemli Dergi)
Bu çalışma 1920 ve 1930’lara özel olarak eğilmek kaydıyla, 1906 Anayasal
Devrimi’nden Rıza Şah döneminin sonuna tekabül eden 1941 yılına kadar
olan sürede İran işçilerinin söylemsel pratiklerini ve devletle olan ilişkilerini
analiz etmektedir. Her kadar sendikalar ve diğer işçi örgütleri gibi organize
oluşumlar yahut grevler gibi kolektif işçi eylemleri İranlı işçilerin devletle
olan ilişkilerini incelemek açısından önemli olsa da toplam sayılarına nazaran,
en azından incelenen dönemde, işçilerin ancak küçük bir bölümü bu tarz oluşum ve eylemlerde yer almıştır. Bu nedenle eldeki makale, daha yaygın ve
çatışmacı olmayan bir emek aktivizmi türü ve aynı zamanda çoğunlukla
riayetkâr bir üslupla devletle çalışma ve yaşam koşullarının pazarlığını yapma
kanalı olarak işçilerin dilekçelerini ele almaktadır. Temel olarak makalede, her
şeyden önce en geniş anlamıyla işçi sınıfının söylemsel oluşumunun maddi
oluşumuna takaddüm ettiği öne sürülmektedir. Ayrıca, işçilerin grev
yapmıyor oluşu illaki devlet politikaları karşısında pasif alıcı konumunda
bulundukları anlamına gelmediği için, Eric Hobsbawm’ın ifadesiyle işçilerin
sistemi nasıl “asgari zararlarına” getirmeye çalıştıklarını göstermek için çoğu
tekstil işçilerine ait olmak üzere işçi dilekçeleri tetkik edilmiştir.