SÜRRENAL KITLELI HASTALARIN DEĞERLENDIRILMESI: TEK MERKEZ DENEYIMI


Creative Commons License

Aras S., Eker N., Tokuç A. G., Şenay E., Berk Akbeyaz B.

XXI. ULUSAL PEDİATRİK KANSER KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 24 - 28 Kasım 2021, ss.202-203

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.202-203
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç : Prenatal veya neonatal dönemde USG ile saptanan sürrenal kitleler,malign ya da benign nedenlere bağlı olabilir. Perinatal sürrenal kitleler arasında infantlarda en sık görülen malign neoplazi nöroblastomdur.Bu yaş grubunda ayırıcı tanıda renal tümörler, adrenokortikal neoplazmlar,hemoraji,subdiafragmatik ekstrapulmoner sekestrasyon,bronkojenik-nörojenik kist,multikistik displastik böbrek
gibi çeşitli malign olmayan patolojiler de düşünülmelidir.Çoğu olguda sadece görüntülemeyle ayırıcı tanı mümkün olamamakta;bu aşamada pediatrik onkolog,radyolog ve cerrahın multidisipliner yaklaşımla birlikte karar vermesi gerekmektedir.Bu çalışmada amacımız
sürrenal kitle saptanan asemptomatik infant hastalarının klinik,radyolojik,tümör belirteçleriyle cerrahisiz izlemini sunarak,son yıllarda
öne çıkan“izle ve gör”yaklaşımını vurgulamaktır.
Yöntem : Çalışmamıza Marmara Üniversitesi Çocuk Hematoloji-Onkoloji bölümüne 2013-2018 yılları surrenal kitle saptanarak takibe
alınan 5 hasta dahil edilmiştir.Hastaların demografik verileri,başvuru yakınması, görüntüleme yöntemi,kitle boyutu-lokalizasyonu kaydedilmiştir. Hastalar TPOG-Infant Sürrenal Kitle Izlem Protokolü(TPOG-ISKIP)2011’ne göre seri USG ve idrar katekolamin düzeyleri ölçü-
müyle yakın izleme alınmıştır.Saptanan eşik değerlerin üzerinde tümör boyutu artışı veya idrar katekolamin düzey artışı durumunda;önce
sıklaştırılmış izlem ve gerekirse cerrahi rezeksiyon planlanmıştır.
Bulgular : Hastaların başvuru yaşları 3 gün-30 gün arasında;kız/erkek oranı:3/2’dir.Hastaların tamamının geliş öyküleri karında kitle
saptanmasıydı.Iki hasta antenatal dönemde yapılan görüntülemede batında kitle saptanarak postnatal 1.haftasında kliniğimize yönlendirilmiştir.Hastaların tümünde ilk olarak surrenal kitle ultrasonografik görüntülemeyle saptanmış,MRG incelemesi ile kitlenin boyutları
doğrulanmıştır. Hastaların protokolde belirtilmiş olan haftalarda poliklinik kontrollerinde ayrıntılı fizik muayene,seri USG ve idrar katekolamin düzeyleri ölçümüyle izlemleri yapılmıştır.Olgu 1’in başlangıçta yüksek saptanan tümör markerları izleminde normale dönmüştür.
Kitlesinde belirgin regresyon olan;ancak tamamen kaybolmayan hastanın kitlesinin stabil olarak izlenmesi ve tümör belirteçlerinin de
yükselmemesi nedeniyle konsey kararıyla klinik izlemine karar verilmiştir.Olgu 2,4 ve 5’in başlangıçta normal aralıktaki tümör markerları izleminde yükselmemiş,kitle tamamen kaybolmuştur.Olgu 3’ün 18.haftada kitlesinin küçüldüğü saptanmıştır;ancak sonrasında
izlemine gelmediği için 48.hafta kitlesinin durumu bilinmemektedir.
Sonuç : Perinatal dönemde saptanan kitlelerde en sık görülmesi nedeniyle nöroblastom düşünülmekte ve çok daha önceleri tanıya yönelik olarak da en sık yaklaşım primer cerrahi rezeksiyon tercih edilmekteydi.Bu hastalarda bizimde çalışmamızda olduğu gibi gibi “izle ve
gör” protokolü sayesinde operasyonsuz izlemle iyi sonuçlar elde edilebilmektedir.