DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, cilt.0, sa.54, ss.147-172, 2021 (Hakemli Dergi)
Her topluluk, kendi mümeyyiz vasıflarını ortaya koyan kavramları ve dil yapısını
korumayı gaye edinmiştir. Bunu başaran milletler, diğer topluluklar arasında
saygınlıklarını daima muhafaza etmişlerdir. Müslümanların erken dönemlerden
itibaren Kur’an’ın okunma kâidelerini belirlemeye yönelik çalışmaları da bu
gayeyi gerçekleştirmeye yöneliktir. Lahn, hata demektir. Meramı anlatmak için
kullanılan kelimelerin, o dilin fonetiğine göre seslendirilmesi, mananın doğru bir
şekilde anlaşılması açısından büyük önemi haizdir. Bu yüzden başta Arap
dilcileri olmak üzere kıraat ve tecvîd âlimleri Kur’an kelimelerini oluşturan
harflerin lâzimî ve ârizî sıfatlarını belirleyerek lahnin önüne geçmeye çalışmışlar
ve Kur’an’ın korunmuşluğuna bu şekilde katkıda bulunmaya gayret etmişlerdir.
Bu âlimlerden bir tanesi de Derkezlî’dir. Bu çalışma, tecvîd ilminin bu önemli
meselesini Derkezlî’nin Hülâsatü’l-‘ucâle isimli eserini merkeze alarak incelemeyi
hedeflemektedir. Her ne kadar bu kavram üzerinde çok çalışmalar yapılmış olsa
da Derkezlî’nin, konuları ele alış tarzı ve ulaştığı sonuçlar açısından türünün
diğer örneklerinden farklı bir üslûbu içeren eseri ilk defa incelenmektedir.
Dolayısıyla lahn konusunun genel çerçevesini vermek bir mukayese imkânı
sağlaması açısından önem arz etmektedir. Buna paralel olarak oryantalistlerin
Kur’an tilâvetine dair yaklaşımları ilmi bir mukayese imkânı vermesi amacıyla
incelenecektir. Oryantalist yaklaşıma göre, tecvîd kurallarının belirlenmesi
okuyuşta birlik sağlamaya yönelik bir çabadır. Aynı zamanda bu yaklaşımda,
Kur’an tilâvetine dair yapılan işleri siyâsî bir hedefe yönelik olarak anlama yoluna gidilmiştir. Buna yönelik olarak çağdaş oryantalistler, Endonezya gibi
bazı nüfusu yoğun İslam ülkelerinde Kur’an tilâvetinin toplumda oluşturduğu
etkiye dair incelemeler yapmışlardır. Bu makalede, konunun kültürel ve
toplumsal yansımalarına dair bu oryantalist değerlendirmeler de incelenecektir.
Each community has aimed to preserve the concepts and language structure
that reveal their distinctive qualities. The nations that have achieved this have
always maintained their dignity among other communities. Muslims have taken
steps towards this goal since early times. Lahn means “mistake”. Arabic
linguists, recitation and tajwīd scholars have tried to prevent the sarcophagus by
determining the necessary and accidental attributes of the letters that make up
the words of the Qur'an, and have tried to contribute to the preservation of the
Qur'an in this way. One of these scholars is Darkazlī. This study aims to
examine this important issue of the science of tajwīd by centering Darkazlī's
work called Khulāsat'l-'ucāla. Although there have been many studies on this
concept, Darkazlī's work, which includes a different style from other examples
of its kind, is examined for the first time in terms of the way he handles the
subjects and the results he reaches. Therefore, it is important to look at the
subject of lahn with its general framework in terms of providing a comparison
opportunity. Parallel to this, the approaches of orientalists to the recitation of
the Qur'an will be examined in terms of providing an opportunity for scientific
comparison. The orientalist approach sees the determination of the rules of
tajwīd as an effort to provide unity in reading. At the same time, he tried to
understand the works related to the recitation of the Qur'an with a political
goal. To this end, contemporary orientalist studies examine the impact of the
Qur'anic recitation on society in some densely populated Islamic countries such
as Indonesia. In this article, these orientalist evaluations of the cultural and
social reflections of the subject will also be examined.