HAYÂTÎZÂDE MUSTAFA FEYZİ’NİN PLİKA HASTALIĞI RİSALESİ VE ESERDEKİ TÜRKÇE TERİMLER


Creative Commons License

Koç Giannopoulos A.

XIV. Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayı, 26-27 Eylül 2019, (Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Yunus Emre Enstitüsü Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı), Baku, Azerbaycan, 26 - 27 Eylül 2019, ss.50-57

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Baku
  • Basıldığı Ülke: Azerbaycan
  • Sayfa Sayıları: ss.50-57
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Osmanlı dönemi tıp yazmalarında birçok hastalığın teşhis ve tedavisine dair bilgi

verilmektedir. Bu yazmalardan bir tanesi de üstün başarılarından dolayı dönemin

Hipokrat’ı, Galenos’u ve Platon’u olarak nitelendirilen Hekimbaşı Hayâtîzâde Mustafa

Feyzi’nin Resâilü’l-müşfiye fi’l-emrâzi’l-müşkile başlıklı eseridir. Hamse-i Hayâtîzâde

olarak da bilinen bu eserde yer alan risaleler şunlardır: İllet-i Merâkiyye, Sevdâ-yı

Merâkiyye, Maraz-ı Efrenc, Plika, Hummâ-yı Redîe. Eserin kütüphanelerimizde pek çok

nüshası bulunmaktadır.

Eserin girişinde müellif, halk arasında yaygın olan, illet-i merâkiyye ile sevdâ-yı

merâkiyye hastalıklarının Arap ve İranlı hekimler tarafından ayırt edilemediğini, İslam

tıp literatüründe hummâ-yı redîeden çok bahsedildiği hâlde tedavisi konusunda bilgi

bulunmadığını, plika ve maraz-ı efrenc (frengi hastalığı)’e hiç yer verilmediğini belirtir.

Sekiz bölümden oluşan Plika risalesinde Latincede “kıvrılmış, keçeleşmiş saç”

anlamına gelen plica polonica adlı deri ve saç hastalığı ele alınmıştır. Önceki tıp

literatüründe geçmeyen ve Osmanlı topraklarında görülmeyen bu hastalığın, Lehistan

(Polonya), Avusturya, Rusya ve İsveç’te seretân-ı hafî (gizli kanser) adıyla yaygın olduğu

belirtilmiş, tedavi yolları anlatılmıştır.

Bu çalışmada, Plika risalesinin müellifi Hayâtîzâde Mustafa Feyzi’nin hayatı ve

eserleri hakkında genel bir bilgi verilecek, Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye 1025 ve

Hekimoğlu 573 numarada kayıtlı nüshalar esas alınarak risale tanıtılıp, eserdeki Türkçe

terimler konu edilerek bu alanda yapılacak çalışmaların Türkçenin bilim dili olarak da

zenginliğini göstermesi bakımından önemi dile getirilecektir.