Demokratik sistemlerde, demokratik ilke ve esaslar açısından sivil toplumun varlığı ve işlevi büyük önem arz etmektedir. Aynı minvalde, demokratik ilkelere uygun bir toplumun inşası için de sivil toplum kritik bir rol oynamaktadır. Sivil toplumun daha güncel bir parçası olan sosyal hareketler de her alandaki karar alma süreçlerine etkide bulunmaktadır. Fakat günümüz sosyal hareketlerinin talep ve yöntemleri demokrasinin temelini ifade eden meşru temsiliyeti zedeleyen bir aşamaya gelebilmektedir. Siyasetin işleyişini ve seçimlerin kazandırdığı meşruiyeti sekteye uğratacak talepler ve yöntemlerden dolayı sosyal hareketler sivil toplum kavramının altına oymaya başlamaktadır. Bu çalışmada, demokratik yapı ve sivil toplum arasındaki ilişkinin düzeyi saptanmaya çalışılacak ve Hong Kong örneği üzerinden karar alma aşamasında ortaya çıkan çatışmanın sebep ve sonuçları ele alınacaktır.
Existence and function of civil society in democratic systems are paramount in terms of democratic principles and foundations. In this sense, the existence of civil society in the system has a critical role in a construction of a democratic society. As a recent part of civil society, social movements can affect the decision-making process regarding to every realm. However, demands and methods of contemporary social movements might reach to the level of undermining democratic foundations, such as representation and legitimacy originating from elections. In this study, the level of relations between civil society and democratic system and reasons and results of possible collusion between them in decision-making process will be examined with regards of democratic structure and civil society through social protests in Hong Kong.