Nikâh akdi, insan hayatındaki etkileri bakımından en önemli toplumsal sözleşmelerden biridir. Bu akdi hukuken sona erdiren boşanma da neticeleri açısından bir o kadar sarsıcı olabilmektedir. İslâm evliliği teşvik etmiş, bunu Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünneti olarak kodlamış; eşlerin evlilik birliğini, karşılıklı sevgi ve saygı ortamını olabildiğince korumalarını istemiş, boşanmayı da ancak evliliğin sürmesine imkân kalmadığında başvurulabilecek bir çözüm şekli olarak meşru saymıştır. Boşanmanın da belli usullere göre yapılmasını istemiş, tarafların mağduriyet yaşamamasına özen göstermiştir. Nitekim psiko-sosyal ve mali açıdan zor bir süreç olan boşanma esnasında zaman zaman eşlerin birbirine zarar verdiği hatta bazı ayrılıkların cinayetle sonuçlandığı bilinmektedir. Kur’ân’da zararı önlemek amacıyla itikadi ve ahlaki yaptırımlar öngörülmüştür. Çalışmamızdaki temel amaç; hukuki ayrıntılardan kaçınarak klasik ve çağdaş tefsirlerden istifade etmek suretiyle Kur’ân’da atıfta bulunulan boşanma sürecine ilişkin ahlaki ilkeleri tespit etmektir. Bu çalışmada boşanma sürecinin ve sonrasının zorbalığa başvurmadan daha insani bir şekilde nasıl yönetilebileceği ortaya konulmuştur. Ayrıca günümüz problemlerine hitabı bağlamında Allah’ın kelamını doğru anlamak ve isabetli yorumlamak için tefsir kaynaklarına müracaat etmenin yanında günümüz boşanma tecrübelerinin incelenmesine de ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sebeple sosyolojide kullanılan nitel araştırma modellerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniğiyle, boşanmış on dindar Müslüman kadın ve on dindar Müslüman erkekle görüşmeler yapılmış, elde edilen veriler analiz edilmiştir. Verilere göre gerek evlilik birliği içindeyken gerekse boşanma aşamasındayken altı kişinin fiziksel, on dört kişinin psikolojik, dört kişinin cinsel, on kişinin sözel, on bir kişinin ise ekonomik şiddete maruz kaldığı, bazılarının ise bizzat bu şiddet türlerini uyguladığı tespit edilmiştir. Bu durum boşanma sürecinde eşlerin birbirine zarar verdiğini açıkça göstermektedir. Ayrıca görüşmecilerin kendi dindarlık algılarıyla boşanma sürecinde sergiledikleri davranışların her zaman paralel gitmediği de gözlemlenmiştir. Bu çalışmada hem Kur’ân’da geçen ahlaki ilkeler hem de güncel boşanma tecrübeleri bir araya getirilerek, teorik ve pratik bir bakış açısı sunulmuştur. Şiddet olarak nitelenebilecek olan ve her biri ayrı bir araştırmayı gerektiren recm, darb, had gibi kavramlar bu araştırmanın kapsamı dışındadır.
The marriage contract is one of the most important social contracts in terms of its effects on human life. Divorce, which legally ends this contract, can be just as traumatic in terms of its consequences. Islam encouraged marriage, codified it as the Sunnah of the Prophet (PBUH), required the spouses to preserve the marriage union and the atmosphere of mutual love and respect as much as possible, and considered divorce as a legitimate solution that can only be resorted to when the marriage is no longer possible. The Qur’an also requires that divorce to be done in accordance with certain procedures and took care to prevent the parties from being victimized. As a matter of fact, it is known that during divorce, which is a psycho-social and financially difficult process, spouses sometimes harm each other, and some separations have even resulted in murder. The Qur'an envisages theological and moral sanctions in order to prevent harm. The main purpose of our study is to identify the moral principles regarding the divorce process referred to in the Qur'an by avoiding legal details and utilizing classical and contemporary tafsir (exegesis) books. This study reveals how the divorce process and its aftermath can be managed in a more humane way without resorting to tyranny. In addition, in order to understand and interpret the word of Allah correctly in the context of its address to today's problems, there is a need to examine today's divorce experiences in addition to referring to tafsir sources. For this reason, interviews were conducted with ten divorced pious Muslim women and ten pious Muslim men using the semi-structured interview technique, one of the qualitative research models used in sociology, and the data obtained were analyzed. According to the data, six people were subjected to physical violence, fourteen people to psychological violence, four people to sexual violence, ten people to verbal violence, eleven people to economic violence, and some of them perpetrated these types of violence both during the marriage union and during the divorce process. This situation clearly shows that spouses harm each other during the divorce process. It was also observed that the interviewees' perceptions of their own piety and the behaviors they exhibited during the divorce process were not always parallel. In this study, both the moral principles mentioned in the Qur'an and current divorce experiences are brought together and a theoretical and practical perspective is presented. Concepts such as racm, coup, hadd, which can be characterized as violence and each of which requires separate research are beyond the scope of this study.