2.Ulusal Klinik Mikrobiyoloji Kongresi , İstanbul, Türkiye, 9 - 13 Kasım 2013, ss.197
Amaç: Candida türlerinde önemi giderek artan azol direnci farklı mekanizmalara bağlıdır. Direnç mekanizmalarından biri plazma membranında yer alan eflüks (dışa atım ) pompalarının aşırı ekspresyonu ve buna bağlı olarak hücre içi ilaç birikiminin azalmasıdır. Çalışmamız Flukonazole (FCZ) dirençli ve doza bağımlı duyarlı kandida kökenlerinde, pompa inhibitörleri kullanılarak olası pompa varlığını araştırmak amacıyla planlanmıştır. Yöntem: Çeşitli klinik örneklerden izole edilmiş; CLSI (Clinical Laboratories Standards Institute) M27-A3’e göre FCZ’ye dirençli {C.albicans (2), C.glabrata (4), C.krusei (1)}ve FCZ’ye karşı doza bağımlı duyarlı {C.albicans (1), C.glabrata (2), C.krusei (1) } olmak üzere toplam 11 köken çalışmaya alınmıştır. Kontrol olarak, atım pompaları ile ilişkili FCZ direnci belirlenmiş olan; C.albicans 12-99, C.albicans 95-142, C.albicans 95-190, C.glabrata DSY-565, C.glabrata YEM-19; FCZ’ ye duyarlı olarak ise ATCC C.albicans 90028 kökenleri kullanılmıştır. İnhibitör grubu maddeler olarak; İbuprofen (C.albicans’ da CDR1 ve CDR2 inhibitörü), Clorgyline (Calbicans’da CDR1,CDR2 ve MDR1; C.glabrata ‘da CDR1 inhibitörü), Tetrandrine (C.albicans’da MDR1,CDR1, CDR2 inhibitörü) hammaddeleri seçilmiştir.Bu ilaç maddelerinin literatürde sabit değer olarak belirtilen subinhibitör konsantrasyonlarının varlığında, kökenlerin FCZ MİK (minimum inhibitör konsantrasyon) değerleri tekrar çalışılmıştır.
Sonuçlar; 24. ve 48.saatlerde kontrole göre üremenin %50 inhibisyonu temel alınarak gözle ve spektrofotometrik olarak değerlendirilmiştir.
Kökenlerin inhibitör maddeler olmaksızın ve bu maddelerin varlığında
elde edilen FCZ MİK değerleri karşılaştırılmıştır.
Bulgular: Tablo 1. Pompa inhibitörlerinin kökenlerin FCZ MİK
değerleri üzerindeki etkileri
Sonuçlar: İnhibitör maddeler tarafından FCZ MİK değerlerinde
>= 4 kat düşüş saptanan klinik kökenlerde, dirençten CDR1,CDR2 ve
MDR1 pompalarının ekspresyonundaki artışın sorumlu olduğu kuvvetle
muhtemeldir. Uyguladığımız yöntemin rutin laboratuvarda FCZ dirençli
kandida izolatlarında pompa varlığının gösterilmesi amacıyla fenotipik
bir tarama testi olarak kabul görmesi için ileri moleküler çalışmalarla
kantitatif olarak da doğrulanması gerektiğini öngörmekteyiz.