Mülkiye Uluslararası İlişkiler Kongresi IV, Ankara, Türkiye, 15 - 16 Ekim 2020, ss.55-57, (Özet Bildiri)
2016 yılında, Brexit Referandumunu gerçekleştiren İngiltere’de,
halkın çoğunluğu Birlik’ten ayrılma yönünde oy kullanmıştır ve 1 Şubat
2020 tarihinde Birleşik Krallık resmen Avrupa Birliği’nden ayrılmıştır.
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması ve çok soru ve sorunu da
beraberinde getirmiştir. Brexit, uluslararası siyasetin gündemini en çok
meşgul eden konulardan biri haline gelmiştir. Karar halkoyu ile alınsa da
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma süreci hiç kolay olmamıştır. İki
İngiliz Başbakan, istifalarını Brexit nedeniyle sunmuşlardır. Birleşik
Krallık’ın egemenlik haklarının bir kısmını Birlik’e devretmekten
hoşlanmadığı bir gerçektir fakat bu yalnızca Birleşik Krallık özelinde bir
durum değildir.
Soğuk Savaş’ın bitmesiyle birlikte hızını iyice artıran ve yüzünü
hemen hemen her alanda gösteren Küreselleşme, iletişim ve ulaşımda
yaşanan gelişmelerin de etkisiyle dünyayı hızlı bir dönüşümün içine
sokmuştur. Bilgiye hızlı erişim, dünyanın her yerine seyahat edebilme
imkanı gibi imkanlar Küreselleşmenin en büyük nimetlerindendir. Ama
Küreselleşmenin etkili olduğu alanlar yalnızca bunlar değildir.
Ekonomide, siyasette, diplomaside, bilimde, kısacası hayatın her alanında
Küreselleşme büyük bir dönüşüm başlatmıştır. Fakat Küreselleşme,
getirdiği yeniliklerle baş döndürürken artık sorgulanmaya da başlanmıştır.
11 Eylül Saldırıları, 2008 Ekonomik Krizi gibi dünyanın hemen hemen
her yerinde yankı uyandıran gelişmeler, Küreselleşmenin krizi olarak
gösterilmiştir. Çünkü iletişimde, ulaşımda nasıl sınırlar ortadan kalktıysa,
krizler de artık sınır tanımamaktadır.