Bir Matematik Öğretmeninin Bilimin Doğası Hakkındaki Görüşleri: Bir Tekli Durum Çalışması


SÜZÜK E., Derin G., AYDIN E.

TURKISH STUDIES - EDUCATIONAL SCIENCES, cilt.15, ss.1189-1212, 2020 (Hakemli Dergi)

Özet

Bu çalışmada tipik bir matematik öğretmeninin bilimin doğası hakkındaki inancının derinlemesine incelenmesi amaçlanmıştır. Katılımcı lisans eğitiminde bilim tarihi veya bilimin doğası üzerine herhangi bir ders almamıştır. Katılımcının görüşlerinin belirlemek amacıyla veriler Abd-El-Khalick ve arkadaşları (2001) tarafından geliştirilen “Bilimin Doğası Hakkındaki Görüşler Anketi, C Formu” (VNOS-C) anketi kullanılarak oluşturulan 10 soruluk yarı-yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Görüşmeye başlamadan önce katılımcıya, araştırmanın herhangi bir anında hiçbir sebep göstermeksizin araştırmadan ayrılabileceği, çalışmada kimliğini ortaya çıkaracak herhangi bir unsurun olmayacağı, çalışma boyunca isminin kullanılmayacağı, görüşme kayıtlarının araştırmacı haricinde kimse tarafından görülmeyeceği, verilerin kimsenin ulaşamayacağı şekilde muhafaza edilip çalışma bittikten sonra imha edileceği, görüşme kayıtları transkript edildikten sonra kendisine gönderilip onayı alındıktan sonra kullanılacağı belirtilmiş ve katılımcının yazılı onayı alındıktan sonra görüşmeler yapılmıştır. Katılımcı ile görüşmeler 2018 yılı Nisan ayı içerisinde haftada bir kez olmak üzere 4 kez yapılmıştır. Elde edilen verilerin içerik analizinden elde edilen temalar ışığında katılımcının bilimin doğası hakkındaki görüşlerini ortaya koyan bir bilişsel haritası yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, katılımcı bilimin doğası ile ilgili olarak bilimde evrensel bir yöntem olduğu, deney ve gözlem sayısının çokluğu ile bilginin doğruluğu arasında doğru orantı olduğu, teorinin hipotezin ispatlanmış hali olduğu ve teori ile kanun arasında hiyerarşik bir yapı olduğu gibi kavram yanılgılarına sahiptir. Buna karşın katılımcı, bilimin ölçülebilir ve ispatlanabilir olduğunu, teknolojinin bilim için bir araç olduğunu, teorilerin değişebileceğini, bilim insanlarının aynı veriyi kullanarak farklı sonuçlara ulaşabileceğini, bilimin sosyal ve kültürel değerlerden etkilendiğini ve bilim insanlarının hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını kullandığını düşünmektedir. Bu bulgular ışığında özel okullarda çalışan öğretmenlerin de milli eğitim bakanlığının düzenlediği hizmet içi eğitimlere katılması sağlanarak bilimin doğası hakkındaki kavram yanılgılarını gidermek üzere eğitim verilebilir. Ancak düzenlenecek hizmet içi eğitim programlarında öğretmenlere deneyimleme fırsatları verilmesi ve devamında öğretmenlerin sınıf içi uygulamalarının da takip edilmesi önemlidir. Bunun yanında matematiğin tarihsel bir bağlam içerisinde diğer alanlarla özellikle fizik ile bağlantı kurularak verilmesi matematiksel bilginin nasıl oluştuğunun anlaşılmasını ve matematiğin ve matematik ile ilgili etkinliklerin bilimin doğası ile ilişkilendirilmesini sağlayabilir. Yine, matematiğin tarihsel bir bağlam içerisinde diğer alanlarla özellikle fizik ile bağlantı kurularak verilmesi matematiksel bilginin nasıl oluştuğunun anlaşılmasını ve matematiğin ve matematik ile ilgili etkinliklerin bilimin doğası ile ilişkilendirilmesini sağlayabilir. Son olarak, bilimsel okuryazar öğrenciler yetiştirmek için farklı disiplinler de dâhil olmak üzere daha çok öğretmen ile çalışma yapılması ve böylece öğretmenlerin bilimin doğasına ilişkin inanışlarının belirlenmesi ve geliştirilmesi araştırmacılara önerilebilir.