Aktif Yayınevi, İstanbul, 2022
İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren devam eden afetler geçmişte volkanik patlamalar, depremler, seller ve fırtınalar gibi doğal olaylara bağlı iken günümüzde insan etkisine bağlı olarak sosyal ve teknolojik afetlerle çeşitlenerek daha kompleks hâle gelmiştir. Özellikle Sanayi İnkılabı’ndan sonra afetlerin oluşumunda insan faaliyetleri etkin rol oynamış ve afetlerin oluş sıklığını ve çeşitliliği artırmıştır. 20. yüzyıl sonunda, 21. yüzyıl başında belirgin olarak artan afetlere bağlı olarak tabii ki can ve mal kaybında da büyük artış yaşanmıştır. Dünya’da kayda geçmiş ve yaklaşık bir asırlık afet istatistiklerine bakıldığında, 16 bine yakın afetin meydana geldiği, 40 milyon insanın hayatını kaybettiği, 100 milyon insanın yaralandığı, 200 milyon insanın evsiz kaldığı, 6 milyar insanın afetlerden etkilendiği ve 1 trilyon dolar maddi zarar olduğu hesaplanmıştır. Afetlerin oluşumunu ABD, Çin ve AB ülkeleri gibi ekonomik bakımdan gelişmiş ülkeler tetiklerken afetlerin etkisinin ise daha çok orta ve az gelişmiş ülkelerde olması dikkat çekicidir.
Afet konusunda çok karmaşık hâle gelen Dünya’da, afet yönetimine yönelik yapılan çalışmalar ilk dönemlerde afet sonrası yara sarma politika ve uygulamaları ile afet sorunuyla başa çıkmada yetersiz kaldığı görülmüştür. 1990’lı yıllardan itibaren ise afet risklerinin azaltılmasında küresel, ulusal ve yerel düzeylerde bütün aktörler ve disiplinlerin birlikte harekete geçirilmesiyle başarılı olunabileceği bütüncül görüşü geçerlilik kazanmıştır.
Günümüzde uluslararası ve ulusal çapta afetleri ve risklerini azaltmaya yönelik olan çok sayıda çalışan kurum ve kuruluş bulunmaktadır. Uluslararası Sivil Toplum Kurumları (USTK) ve Ulusal Sivil Toplum Kurumları (STK) afet yönetiminde birlikte bir bütün olarak çalışmaktadır. Afet riskini azaltmaya ve önlemeye yönelik çalışmalar yerele ve bireye dayalı olarak bütüncül şekilde olması görüşü her geçen gün artmaktadır.
Türkiye afet tehlikesi ve riski çok yüksek olan ülkelerden biridir. Ülkede afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılmasına yönelik 2000’li yıllarda başlanan akılcı ve bütüncül politikalara devam edilmeli ve uygulanması hususunda ciddi gayret göstermelidir. Eldeki bu eser üniversitelerimizin Coğrafya Öğretmenliği ve Coğrafya bölümlerinde olmak üzere “Afetler Coğrafyası” derslerinde öğrencilerimize yardımcı olmak için ders kitabı niteliğinde hazırlanmıştır. Ayrıca çalışmada afetlere yönelik önemli veriler ve yönetimsel örgütlenme ve değerlendirmelere yer verilmiş, bu konuya ilgi duyan ve merak edenlerin de ihtiyaçlarını karşılamaya ve akademik çalışmalarda bilimsel bir kaynak niteliği taşımasına özen gösterilmiştir.
Değerli okuyucularımız kitaplarımızda karşılaşılan maddi hataların bildirilmesi hâlinde kitabın diğer baskılarında hatalar düzeltilecek, öğrenilecek bilgilerin doğruluğu sağlanacaktır. Hataları (munlu@marmara.edu.tr) e-posta adresine iletmeniz yeterli olacaktır. Bu çalışma ile Türk halkının afetlere karşı duyarlı olması için küçük de olsa katkımız olabilirse işte o zaman kendimizi mutlu ve çalışmamızı başarılı sayacağız. Kitabın yayınlanmasında emeği geçen Aktif Yayınevi çalışanlarına teşekkürü de bir borç biliriz.