Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, cilt.32, ss.55-67, 2011 (Hakemli Dergi)
Minimal invaziv yaklaşım günümüz diş hekimliğinde giderek önem kazanmaktadır. Bunu başarmanın yolu da erken teşhisten geçer. Diş hekimliğinde; zamanında, kesin ve doğru yapılan bir teşhis, başarılı bir tedavi uygulamasının ilk adımıdır. Günümüzde minimal invaziv yaklaşım çerçevesinde, .ürük riski altındaki bireylerde, enfeksiyon durdurularak .ürük kavitesi olmayan demineralize mine ve dentin dokularının remineralizasyonunun sağlanması, bunların zamanla kontrol edilerek gereken önlemlerin alınması amaçlanmaktadır. Bu durumun gerçekleşebilmesi, ancak lezyonların kavite oluşmadan önce tanısı mümkün olduğunda söz konusu olabilir. Bu amaçla günümüzde kullanılan ve yeni gelişen birçok diagnostik yöntem vardır. Bu derlemede, diagnostik yöntemlerden; lazer floresans prensibine dayanan QLF ve DIAGNOdent, elektriksel iletkenlik prensibine dayanan ECM ve ultrasonik sistemden bahsedilmektedir. Bu sistemlerle ilgili yapılmış çeşitli çalışmalar ve sonuçları karşılaştırmalı olarak sunulmuştur.