Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Dergisi, cilt.3, sa.5, ss.1-21, 2018 (Hakemli Dergi)
Suriye’de Arap Baharı’nın etkisiyle başlayan olaylar iç savaşa dönüşmüştür.
Bu iç savaştan kaçan ve can güvenliğini sağlamak isteyenler başta komşu
ülkeler olmak üzere dünyanın pek çok ülkesine sığınmışlardır. Suriyeliler
Türkiye’ye ilk kez 29 Nisan 2011’de gelmeye başlamış ve sayıları günümüzde
yaklaşık 3,5 milyona ulaşmıştır. Hukuki olarak geçici koruma altına alınan
Suriyeliler bu süreçte Türkiye’yi ekonomik, politik ve sosyal açıdan oldukça
etkilemiştir. Başta temel ihtiyaçlar olmak üzere pek çok hizmet sunulmuş ve
maddi olarak milyarlarca dolar harcama yapılmıştır. Ülke yardımseverliği ve
insani normlara verdiği değerin yanı sıra dış politikasında benimsediği
yumuşak güç yaklaşımıyla her zaman Suriyelilerin yanında olmuştur.
Türkiye’nin bu davranışı uluslararası toplumda takdirle karşılanmış, bazı
ülkelerle ilişkilerde iyileşme sağlanmış ve yardım sözleri verilmiştir. Fakat
projeler ve fonlarla kısmen sağlanan yardımlar, uluslararası toplumun
ilgisizliğiyle istenen seviyeye ulaşamamış ve Türkiye bu konuda yalnız
bırakılmıştır.
In Syria, the events that started with the effect of the Arab Spring have
turned into civil war. Those who escaped from this civil war and want to
provide safety for their lives have taken shelter in many countries of the
world, especially in neighboring countries. Syrians have begun to arrive inTurkey for the first time on April 29, 2011 and today the number has reached
nearly 3,5 million. In this process, Syrians who are legally under temporary
protection, have greatly affected Turkey economically, politically and
socially. At first, many services were provided, including basic needs and
billions of dollars were spent financially. In addition to its value to
humanitarian norms and philanthropy, the country has always been stand
by the Syrians with its soft power approach adopted in foreign policy.
Turkey's behavior has been met with appreciation in the international
community, provided improvement in relations with some countries and
promises of help are given. However, the project provided partial funding
and assistance has not reached the desired level with the disinterest of the
international community and Turkey was left alone in this regard.