Covid-19 Nedeniyle Hastanede Yatmakta Olan Aşısız Kişilerin Aşı Tereddütlerinin Değerlendirilmesi


Ayvaz İ., Örtlek A., Korkmaz S., Karaca Z., Güllü E. C., Topuzoğlu A.

6. Uluslararası 24. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi, Antalya, Türkiye, 1 - 04 Aralık 2022, cilt.1, sa.1, ss.1-4

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-4
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş ve Amaç: Covid-19 salgını Mart 2020’de pandemi durumuna ulaşmış olup fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak insanlığı tehdit etmektedir. Salgının kısa bir süre içinde tüm dünyayı etkisi altına alması, hastalığın kontrolü için yeni tedaviler ve aşıların salgın başladığı anda elde olmaması, insanlarda hastalık ile ilgili belirsizlik duygusuna neden olmaktadır. Covid -19 hastalığından korunmak adına maske kullanımı, ellerin sık sık yıkanması, sosyal mesafe ve aşılama gibi korunma önlemlerine uyulması önerilmektedir. Halk sağlığının korunması için bu önlemlerin en önemlisi ise aşı uygulamasıdır. Aşılama, enfeksiyon hastalıklarına bağlı gerçekleşebilecek ölüm, sakatlık ve hastalıkları önleyen oldukça güvenli, etkili ve ucuz bir yöntemdir. Aşıların bilinen tüm faydalarına karşın, birçok neden aşı tereddütüne yol açabilmektedir. Aşı tereddütü; aşıyı kabullenmekte gecikme veya aşıya ulaşılmış olmasına rağmen reddetme durumudur. Aşı tereddütü nedenleri arasında; dini nedenler, kişisel inançlar, güvenlik endişeleri ve aşı hakkında daha fazla bilgi alma isteği vardır. Türkiye’de aşılar ile ilgili benzer bir eğilim görülmekte ve aşı tereddütü hem hizmet sunumunda hem de kamuoyunda karşılaşılan bir konu haline gelmektedir. Covid-19 aşılarına karşı yaşanan tereddüt toplum bağışıklığının sağlanmasının önündeki en büyük engellerden birisidir. Bu niteliksel çalışmadaki amacımız Covid-19 sebebiyle hastanede yatmakta olan Covid -19’a karşı aşılanmamış kişilerin aşı tereddütlerini değerlendirmektir.

 

Gereç ve Yöntem: Niteliksel tipte tasarlanan araştırmamız, Ocak-Şubat 2022 tarihinde İstanbul’da kamuya ait bir üniversite hastanesinin Covid servisinde yatmakta olan Covid PCR pozitif olan ve Covid aşısı olmamış 18 yaş üstü 12 hasta ile yapılmıştır. Araştırmamızda veri toplama aracı olarak literatür taraması sonucu oluşturulan sosyodemografik özelliklere yönelik sorular ve açık uçlu soruları içeren yarı yapılandırılmış soru formu kullanılmıştır. Veriler gerekli koruyucu önlemler alınarak katılımcılarla yüz yüze yapılan derinlemesine görüşmelerle toplanmıştır. Katılımcıların oksijen ihtiyaçları nedeniyle efor sarf etmekte zorlanabileceği göz önünde bulundurularak oksijen tedavisini tamamlayıp oda havasında takip edilen hastalar veya düşük düzeyden oksijen alan hastalar ile görüşülmeye öncelik verilmiştir. Görüşmeler 30-40 dk arasında sürmüş olup katılımcıların izni ile kayıt altına alınmıştır. Katılımcılara ait kişisel bilgiler ya da ses kayıtları üçüncü kişi veya kurumlarla paylaşılmamış, veriler anonim olarak değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde tematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Yapılan görüşmelerin yazıya dökülmesinin ardından her bir transkript; görüşmeleri yapan birbirinden bağımsız iki araştırmacı tarafından ayrı ayrı değerlendirilip elle kodlanmıştır. Tüm kodlamalar tamamlandıktan sonra araştırmadan elde edilen kodlara göre temalar ve alt temalar oluşturulmuştur. Araştırmamızın etik kurul onayı ilgili üniversitenin Tıp Fakültesi Etik Kurulu’ndan 07.01.2022 tarihinde 09.2022.74 protokol numarası ile alınmıştır. Gerekli Sağlık Bakanlığı ve kurum izinleri de alınmıştır. Bu çalışmada herhangi bir finansal destek alınmamış olup bir çıkar çatışması bulunmamaktadır.

 

Bulgular: Araştırma kapsamında görüşülen 12 hastanın 9’u erkek, 3’ü kadın olup yaşları 24 ile 86 arasında değişmektedir. Katılımcılar genel olarak lise altı eğitim düzeyine sahiptir. Katılımcılar Covid-19 pandemisinin başlaması ile yaşantılarının değiştiğinden, koruyucu önlemlerin hayatlarında büyük önem arz ettiğinden bahsetmişlerdir. Katılımcıların çoğu Covid-19 pandemisinde koruyucu önlemlerin hastalıktan korunmada önemli olduğunu düşünmektedir. Katılımcıların genel aşı bilgisi incelendiğinde çoğu, aşının vücudu mikroplardan koruduğunu ya da vücut direncini arttırdığını belirterek kendilerinin ya da çocuklarının çocukluk çağı aşılarını yaptırdıklarını ifade etmiştir. Covid-19’a karşı aşılanmama sebepleri incelendiğinde yabancı aşılara ve aşı etkinliğine karşı güvensizlik ön plandadır. Katılımcılar özellikle yerli olmayan aşılar konusunda tereddüt yaşamaktadır. Katılımcıların bazıları ise aşı olanların da hasta olmaları ve vefat etmeleri dolayısıyla aşının etkinliğine güvenmediklerini ya da aşının yan etkilerinden çekindiklerini belirtmiştir. Bazı katılımcılar ise Covid-19 pandemisinin varlığına inanmakta tereddüt ettiklerini bu nedenle de aşı olmadıklarını belirtmiştir. Bu inanmayışın sebepleri olarak salgının başka ülkelerde başlamış olmasını, bazı ülkelerin diğer bazı ülkelere zarar vermek için bunu ortaya çıkarmış olabileceklerini ve Covid-19’un genel olarak bilinen nezle/gripten farklı olmadığını düşündüklerini belirtmişlerdir. Katılımcılardan bazıları aşı olmak için yeterli bilgisi olmadığını ya da mevcut bilgi kirliliği nedeniyle karar veremediğini belirtmiştir. Bunların yanında eş, çocuk gibi diğer aile bireyleri aşı yaptırmasını istemediği için aşı yaptırmamış olan katılımcılar da mevcuttur. Bu durum ataerkil toplum yapısının aşı yaptırma kararını vermede de etkili olduğunu göstermektedir. Katılımcılara sağlık ile ilgili bilgi kaynakları sorulduğunda daha çok sağlık çalışanlarından edindiklerini belirtmişlerdir. Bunun dışında televizyon, internet, yakın çevre (komşu, arkadaş ve aile üyeleri) diğer bilgi kaynakları arasındadır. Katılımcılara aşı olmak ile ilgili güncel düşünceleri sorulduğunda katılımcılardan bazıları daha önce aşı olmadığı için pişman olduğunu belirterek uygun olan zamanda aşı olmak istediğini belirtmiştir. Aşı olmaya karar veren katılımcıların çoğu hastalığı atlattıktan sonra yerli aşıyı olmak istemektedir. Bazı katılımcılar ise yukarıda belirtilen sebepleri öne sürmeye devam ederek, hastane yatışı sonrasında bile aşı olmayacaklarını belirtmiştir.

 

Sonuç: Aşı, Covid-19 salgınında en etkili korunma yöntemi olup, buna rağmen birçok insan çeşitli sebeplerle aşı tereddütü yaşamaktadır. Çalışmamızda aşı tereddüt sebeplerinin güvensizlik, aşı milliyetçiliği, düşük eğitim seviyesi veya bilgi kirliliği olduğu gözlemlenmiştir. Yerli aşının aşılama takvimine girmesi, aşıların yabancı ülkelerde üretilmesinden dolayı güvensizlik duyan kişilerin aşılanmaya karar verme sürecinde etkili olmaktadır. Aşı tereddütünün azaltılması noktasında toplumda var olan bilgi kirliliğinin giderilmesi ve eğitim düzeyi düşük olan kişilerin de kolaylıkla anlayabilmesini sağlayacak bilgilendirilmelerin yapılması gerekmektedir. Katılımcıların çoğunun sağlık ile ilgili bilgi kaynaklarının başta doktorlar olduğu göz önünde bulundurulursa; yeterli ve kişiye özgü bilgilendirme çalışmalarında sağlık çalışanlarına da büyük rol düşmektedir.

 

Anahtar kelimeler: Covid -19, aşı tereddütü, aşı milliyetçiliği, pandemi, infodemi