Şarkiyat Mecmuası, sa.37, ss.127-139, 2020 (Hakemli Dergi)
Dinî nasların
delâlet ettiği manaları gösteren yegâne araç olması, lafzın muhtelif ilim
dalları tarafından farklı tasniflere tabi tutulmak suretiyle titizlikle
inceleme konusu yapılması sonucunu doğurmuştur. Bu sebeple lafızlar, farklı
disiplinlerde çeşitli açılardan ele alınmıştır. Örnek olarak lafızları lügat
ilmi, ifade ettiği lugavî anlamların tespiti bakımından; sarf ilmi muhtelif
morfolojik hususiyetleri ve bunun manalarda vücuda getirdiği zenginlikler
açısından; nahiv ilmi, anlamlı bir cümle içerisindeki konumları açısından; meânî,
beyân ve bedî olarak tasnif edilen belagat ilmi ifade ettiği edebî değer
ve sanatlar bakımından; ve son olarak vaz' ilmi lafızların manaya
delâlet edecek surette tayin edilmesi ve lafız-anlam ilişkisi bakımından
incelemiştir. Fıkıh usûlü ise lafızları dinî nasların manaya delâletlerini
tespit bağlamında özel olarak inceleme konusu yapmıştır. Dînî nasslardan hüküm
ve bilgileri elde edip hayata tatbik etmek dilsel konulara dayandığı için usul
âlimleri dil meselelerine çok fazla zihin yormuşlardır. Zira İslam düşünce
geleneği bünyesinde dilbilime dair incelemelerin en bereketli olduğu alanların belâgat,
mantık, vaz‘ ve fıkıh usûlu ilmi olduğu görülür. Harf-i ta’rîf, zikredilen
alanlarda ve özellikle bu alanların umûm-husûs’a ilişkin konularında etkin bir rol
oynamıştır. Bu çalışmamız, dinî nassların anlaşılması ve yorumlanması
noktasında oldukça önemli bir yere sahip olan harf-i ta’rîfin ifade ettiği
anlam zenginliklerini, söz konusu ilimlerin verilerini dikkate alarak inceleme
amacına matuftur.