Avrasya Etüdleri, cilt.56, sa.2, ss.53-77, 2019 (Hakemli Dergi)
İnsanları evleri ve vatanlarından uzaklaştırarak
onları boşlukta bırakmayı amaç edinen sürgün,
zorunlu göç hareketlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler
Birliği’nde (SSCB) Stalin döneminde gerçekleşen sürgünler de Sovyet devletinin farklı gördüğü Türk ve Müslüman halkları yaşadıkları yerleri terk etmeleri için uyguladıkları politikanın
bir parçası ve SSCB’nin milliyetler politikasının
1930’larda yön değiştirmesi ve Ruslaştırmaya
dönüş kapsamında uygulanan bir stratejidir.
Sovyet yönetimi, 1944 yılında Türk ve Müslüman halkların bazılarını sürgüne göndermiştir.
Bu halklar arasında Gürcistan’ın Türkiye sınırında yaşayan Ahıska Türkleri de bulunmaktadır.
Ahıska sürgününü Stalin döneminde değişen
milliyetler politikası çerçevesinde inceleyen bu
çalışmada, Ahıskalıların sürgünde yaşadıklarına
yer verilmektedir. Ahıskalıların anlatıları, Ahıska
Türkleri ile Bulgaristan Türklerinin Türkiye’ye
göçlerini konu edinen, 2010-14 yılları arasında gerçekleştirilen nitel araştırma kapsamında
Ahıskalıların yoğun olarak yaşadıkları İstanbul,
Bursa ve Kocaeli’de yapılan derinlemesine
görüşmelere dayanmaktadır. Anlatılardan da
görüldüğü gibi, Ahıskalılar 1956’ya dek sürgüne gönderildikleri bölgelerde kamp hayatı
yaşamak zorunda bırakılmışlar ve asimilasyona
maruz kalmışlardır. Ama kamp hayatı boyunca
asimile olmak bir yana Türk kimliklerini pekiştirmiş ve zorluklarla mücadele etmişlerdir.