Çevresel Kıyametin Eşiğinde Doğa ile Barış Hala Mümkün mü? ”Prenses Mononoke” ve ”Rüzgarlı Vadi”


Şen A.

Ekolojik Kriz ve İletişim Çalışmaları, Kırlı,Serkan Sırma,N. Sertaç, Editör, Aya Kitap, İstanbul, ss.44-71, 2014

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2014
  • Yayınevi: Aya Kitap
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Sayfa Sayıları: ss.44-71
  • Editörler: Kırlı,Serkan Sırma,N. Sertaç, Editör
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Miyazaki, doğayı yok etme pahasına gerçekleştirilen teknolojik ve ekonomik kalkınmanın, insan uygarlığı üzerindeki etkilerini filmleri aracılığıyla teşhir etmektedir. İnsan uygarlığının, bu uygarlığın yarattığı ekonomik ve teknolojik gücün doğa karşısında aslında ne kadar kırılgan olduğunun altını çizmiştir. İnsan inşası öğeler, ancak ekosistemin geri kalanı ile uyum içinde olursa fayda sağlamakta, aksi takdirde uygarlığın yıkımını hazırlamaktadır. Serres’in de sıkça belirttiği gibi, dünya bizsiz varolabilir, ancak biz insanlar onsuz varolamayız.

Miyazaki, filmlerinde sıkça “yitip giden Japonluk ruhu”na göndermede bulunmaktadır. Kuşaklar arası saygı ve nezaket, doğa varlıklarına ve “8 milyon” tanrıya (kami) duyulan saygı, doğadaki tüm varlıklara karşı gösterilen saygı ve doğa ile bütünleşmiş bir yaşam, Japonluk Ruhunun özünü oluşturmaktadır. Miyazaki’nin filmleri, bir zamanlar “neyin olmuş olabileceği” ve “neyin yitirildiği” sorularını sorar. Miyazaki’nin neyin yitirildiği sorusuna verdiği cevap, insanın doğa ve doğa-üstü olanla bir arada barış içinde yaşadığı, doğanın hala kucaklayıcı ve huzur verici olduğu, manevi değerlerin en yüksek değer sayıldığı bir düzendir. Yönetmen, bir zamanlar neyin olmuş olabileceği sorusuna verdiği cevap ile bu uyumun bozulduğu döneme ışık tutmuştur. Ekolojist bir yönetmen olan Miyazaki’nin çalışmada ele alınan iki filmi “Prenses Mononoke” ve “Rüzgarlı Vadi” filmlerinin seçilmesinin nedeni, bu iki filmin insanın doğa ve doğa üstü ile bağının kopuşunun başlangıcına ve muhtemel sonucuna odaklanmış olmasıdır.