22. Ulusal Bölge Bilimi ve Bölge Planlama Kongresi, Samsun, Türkiye, 8 - 10 Haziran 2023, ss.103-104
Günümüzde yoksulluk özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde
halen çözülememiş bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yalnızca parasal
göstergeleri değil, aynı zamanda parasal olmayan göstergeleri de göz önünde
bulunduran çok boyutlu yoksulluk ölçümleri son yıllarda önem kazanmıştır. Bu çalışmanın amacı Türkiye’deki çok boyutlu yoksulluğu ölçmek ve bu
yoksulluğun potansiyel nedenlerini açıklamaya yönelik ampirik analizler
sunmaktır. Yoksulluk ölçümlerinde 2014 ile 2021 yılları arasındaki dönem
için TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması mikro veri seti kullanılmıştır. Öncelikle Alkire-Foster metodolojisi kullanılarak ve diğer gelişmekte olan ülkelerin resmi çok boyutlu yoksulluk endeksleri ile ilgili literatür
göz önünde bulundurularak Türkiye için bir çok boyutlu yoksulluk endeksi
geliştirilmiştir. Bu endeks; eğitim, sağlık, oturulan evin koşulları, maddi
yoksunluk ve sosyal dışlanma olmak üzere beş boyuttan ve 22 göstergeden
oluşmaktadır. Çok boyutlu yoksulluk endeksinin ve yoksulluk oranlarının
bölgeler arasında önemli ölçüde farklılaştığı ortaya çıkmıştır. Örneğin, 2021
yılında TR51 (Ankara) bölgesinde çok boyutlu yoksulluk oranı %9,5 iken, bu
oran TRC2 (Şanlıurfa ve Diyarbakır) bölgesinde %75 olarak bulunmuştur.
Ardından, çok boyutlu yoksulluğun potansiyel nedenleri irdelenmiştir. Bu
amaçla, -çok boyutlu yoksulluk endeksinde mekansal bağımlılık gözlenmesi nedeniyle- mekansal panel veri analizi yöntemlerinden yararlanılmıştır.
Ayrıca çok boyutlu yoksulluk endeksinin kesirli yapısı da göz önünde bulundurulmuştur. İBBS-2 düzeyinde kişi başına düşen GSYİH ($), Gini katsayısı,
işsizlik oranı, enflasyon oranı, dış ticarete açıklık, doğurganlık hızı ve sosyal
transfer ödemeleri modelde bağımsız değişken olarak kullanılmıştır. Mekansal panel veri analizi sonuçlarına göre, çok boyutlu yoksulluk endeksi; kişi
başına düşen GSYİH ($) ve dış ticarete açıklık arttıkça düşmektedir. Diğer
yandan, gelir eşitsizliği, işsizlik oranı ve doğurganlık hızındaki bir artış ise
daha yüksek bir çok boyutlu yoksulluk endeksi ile ilişkilendirilmiştir. Enflasyon ile yoksulluk arasındaki ilişki ise kısa ve uzun dönemde farklılaşmaktadır.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
104
Bulgulara göre, enflasyon oranındaki bir artış çok boyutlu yoksulluğu kısa
dönemde düşürebilmesine rağmen uzun dönemde arttırmaktadır. Dolayısıyla kalıcı bir yoksullukla mücadele stratejisi için fiyat istikrarını sağlamak
önemli olacaktır. Sosyal transferler ile yoksulluk arasında ise istatiksel olarak
anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.