ATLAS INTERNATIONAL REFERRED JOURNAL ON SOCIAL SCIENCES, cilt.4, sa.8, ss.112-119, 2018 (Hakemli Dergi)
Badiou (2012:19-20), Lacan’ın ünlü tanımında aşkın cinsel ilişki eksikliğinin yokluğunu dolduran şey olduğu
söylemini analiz eder ve şöyle yorumlar: “Aşk, düşşel olarak cinselliğin boşluğunu dolduran şeydir ve
sonrasında da o boşlukta bir şey olduğu fikrine dönüşür”. Bu yorumlamadan yola çıktığımızda, yeni medya
çağının yaşam alanları olan sanal dünyalar, hayal edilen o “mükemmelliği” ararken mekan ve zamanın
gerçekliğini geride bıraktıklarından dolayı aslında sözü geçen anlamda bir aşkı bulmak için ideal mekanlar
olabilirler mi?
Bu çalışmada aşkın toplumsal söylemle şekillenen bir iletişim şekli olduğu varsayımı, yeni medyada evlilik
tanımının değişmesi ile birlikte ele alınacaktır. Aşk ve evliliğin yıllar boyunca süregelen tanımları ve bunların
oyun içi reklamlara etkileri analiz edilecektir. Bu noktada şu sorular akla gelebilir: Tarih boyunca bir "arzu
nesnesi" olarak sunulan kadın bedeni, mükemmeli vaat eden avatarların gölgesinde, gerçek bir imaj sunmaksızın,
siber dünyalarda da bir arzu nesnesi olmaya devam edecek midir yoksa canlı imajın yokluğunda avatarın
normalleştirilmesi, yeni medyada reklam kalıplarının değişmesiyle paralel mi gitmektedir?
Söz konusu sorulara cevap bulabilmek adına bu çalışmada kapsamlı niteliksel içerik analizi yapılacak ve siber
evlilikler ile IMVU sanal yaşam oyunundaki reklamlar, konuyla ilgili örnek çalışma olarak incelenecektir.