“Belde-i Tayyibe” İstanbul, Osmanlılar İçin Lanetli Bir Şehir,Fethi De Kıyamet Alameti Miydi?/


Creative Commons License

Demir U.

Türk Kültürü İncelemeleri, sa.43, ss.1-66, 2020 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2020
  • Dergi Adı: Türk Kültürü İncelemeleri
  • Derginin Tarandığı İndeksler: MLA - Modern Language Association Database, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.1-66
  • Marmara Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bazı araştırmacılar, muasır Osmanlı müelliflerinin İstanbul'un fethini kıyamet

alameti olarak gördüklerini, fethe muhalif olduklarını ve şehrin lanetli olduğuna

inandıklarını iddia etmektedirler. Bunun yanında şehrin fethini müjdeleyen meşhur

hadisin bu müelliflerin malumu olmadığı, mezkûr hadise muahhar müelliflerin

atıf yaptıkları ileri sürülmektedir. Bu makalede, önce İstanbul’un fethi ile ilgili âyet

ve hadislerin ilk defa 1422 kuşatmasında gündeme geldiği; bu mânâda Emîr Sultan’ın

öne çıktığı ileri sürüldü. 1452 yılında fiten hadislerine dayanarak şehrin kuşatmasına

karşı çıkanların ise Çandarlı Halil Paşa taraftarı ulema olduğu; Akşemseddin

başta olmak üzere fetih taraftarı ulemanın da bu hadisleri şehrin

fethedileceğine dair Peygamberî bir müjde olarak yorumladıkları ortaya konulmaya

çalışıldı. Makalede müelliflerin, bazıları fiten hadislerine atıf yapsalar da, İstanbul’u

uğursuz bir şehir olarak görmedikleri; şehrin fethine muhalif olmadıkları ve

büyük bir kısmının Fatih Sultan Mehmed’i övgüyle zikrettikleri ortaya konuldu.

Şehri fethedecek emir ve onun ordusunun övüldüğü meşhur hadisin II. Bayezid

devrinden itibaren daha fazla gündeme geldiği tespit edildi. Ayrıca bu hadisin Osmanlılar

tarafından hem fetihten önce hem de fetihten sonra bilindiği savunuldu.

Buna mukabil fiten hadislerine atıf yapılmasının sebeplerinin neler olduğu ve bunların

nasıl anlaşılması gerektiği üzerinde duruldu.

Some researchers claim that contemporary Ottoman writers saw the conquest

of Istanbul as a sign of doomsday, they were against the conquest and they believed

the city was cursed. Besides it is suggested that these writers didin’t know

this famous hadith and later writers refered to the aforesaid hadith. This paper

argues that the verses and hadiths about the Conquest of Istanbul were distinguished

at first in the siege of 1422 and it was Emir Sultan who had prominence

in this matter. Also in this paper it has been tried to reveal that the ones who

opposed to conquest of Istanbul by using hadiths about doomsday in 1452 were

the supporters of Çandarlı (D̲j̲andarlı) Halil Pasha and scholars, notably Akşemseddin

(Ak shams al-din), who supported the conquest commented these hadiths

as good news that came from the Prophet. In this article, it is claimed that

these scholars did not see Istanbul as a cursed city even though they made references

to the hadiths about doomsday, they did not oppose the conquest, and

most of them spoke highly of Mehmed the Conqueror. It has been proven that

the famous hadith that praises the commander and the army who would conquer

the city gained currency in Bayezid II’s time. Also it is claimed that Ottomans

were aware of this hadith both before and after the conquest. It is also discussed

why Ottoman scholars made references to the hadiths about doomsday and how

they should be understood