Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği 40. Ulusal Kurultay, Antalya, Türkiye, 17 Ekim 1918 - 21 Ekim 2018, ss.135
Giriş: Rekonstrüktif mikrocerrahide perforatör flepler
standart olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Günümüzde
perforatör flepler için amaç sağ kalım değil, en az
ameliyatla daha iyi fonksiyonel ve estetik sonuçlar elde
etmektir. Özellikli vücut bölgelerinin rekonstrüksiyonu
gerektiğinde fleplerin suprafasyal diseksiyon tekniği ile
ince olarak kaldırılmasının pek çok avantajı vardır. Bu
çalışma ile kliniğimizde suprafasyal teknikle kullandığımız
anterolateral uyluk (ALT) ve süperfisyel sirkumfleks
iliak arter perforatorü (SCIP) fleplerinin sonuçları
paylaşılmaktadır.
Hastalar ve Metod: Çalışmaya Nisan 2016 ile Temmuz 2018
tarihleri arasında kliniğimizde suprafasyal teknik kullanılarak
ameliyat edilen ardışık 31 hasta dahil edildi. Bu hastaların
23’ü erkek 8’i kadın ve ortalama yaşları 39,2 (5 - 76) idi.
20 hastaya SCIP flebi,11 hastaya Suprafasyal ALT flebi ile
rekonstrüksiyon yapıldı. Bu hastaların defekt yerleşimleri
değerlendirildiğinde; defektler hastaların 20’sinde alt
ekstremitede, 9’unda üst ektremitede, 2’sinde ise başboyun
bölgesindeydi. Hastaların hepsinde perforatörler
el doppleri yardımı ile işaretlenerek flepler suprafasyal
plandan eleve edildi. SCIP fleplerinin tamamında donör
alan primer olarak, 11 ALT flebinin 7’si primer, 4’ü ise ince
kalınlıklı deri grefti kullanılarak kapatıldı. Bu çalışmada
ameliyat ve hasta kayıtları üzerinden flep sağ kalımı,
operasyon süresi, pedikül uzunluğu, flep boyutları, flep
kalınlığı, alıcı ve donör alan ile ilişkili komplikasyonlar, alıcı
alan enfeksiyonları ve taburculuk süreleri değerlendirildi.
Sonuçlar: Çalışmamıza dahil edilen serbest SCIP flebi
ile rekonstrüksiyon yapılan 20 hastanın 5’inde, serbest
suprafasyal ALT flebi ile rekonstrüksiyon yapılan 11 hastanın 2’sinde total flep kaybı görüldü. SCIP flebi sağ kalımı %75
iken, suprafasyal ALT flebi sağ kalımı %81,8 oranında
hesaplandı. Sadece 1 adep serbest SCIP flebi ile onarım
yapılan hastada parsiyel flep kaybı görüldü. Total flep kaybı
görülen hastaların tümünde donör sahada enfeksiyon tespit
edildi. Hastaların operasyon süreleri ortalama 280 dakika
olarak saptandı. Flep boyutları ortalama 11,8 cm(5-24),*
6,5 cm(3-11) olarak hesaplandı. SCIP fleplerinin ortalama
pedikül uzunluğu 3,6 cm(2-5), ALT fleplerinin ortalama
pedikül uzunluğu 8,5 cm(4,5-14) idi. Suprafasyal ALT flep
kalınlıkları ortalama 7,6 mm(6-12) idi. SCIP flep kalınlıkları
ortalama 6,5 mm(4-10) idi. Hiçbir hastada donör alan
komplikasyonu görülmedi. 7 hastada erken dönemde alıcı
alanda enfeksiyon görüldü ve bu hastalarda total flep kaybı
görüldü. 6 hastada ise medikal tedaviye yanıt veren alıcı
alan enfeksiyon görüldü. Diğer hastalarda defekt alanı
ile ilgili herhangi bir komplikasyon ile karşılaşılmadı. Flep
kaybı yaşanan hastalarda yatış süresi ortalama 14,2 gün(2-
31) olarak saptanırken, flep kaybı yaşanmayan hastalarda
ortalama yatış süresi 5,4 gün(2-7) olarak bulunmuştur.
Tartışma: Bu olgu serisinde ince flep gereksinimi olan üst
ekstremite, alt ekstremite ve baş-boyun bölgesinde SCİP
ve suprafasyal ALT fleplerinin kliniğimizdeki kullanımının
sonuçları ortaya konmaktadır. Her iki flebin ince örtüm
gereken yerlerde kullanımının uygun olması avantaj olarak
değerlendirilebilir. SCİP flep pedikülünün kısa olması ve
süpermikrocerrahi gereksinimi temel zorlukları olarak
değerlendirilirken Suprafasyal ALT flebinin uzun olması ve
göreceli büyük damar çapı avantaj olarak görülebilir. SCIP
flebi için donör alan skarı ideale yakınken, ALT flebinin
dönör alan skarlarının kabul edilebilir olduğu kanaatindeyiz.
Her iki flep pedikül diseksiyonunun öğrenme eğrisi olup
deneyim gerektirmektedir. Sonuç olarak her iki flep ince
doku örtümü gereken yerler için uygun ve güvenli birer
seçenek olarak değerlendirilebilir. Küçük ve orta büyüklükte
defektler için SCIP flebi, defekt boyutunun orta-büyük
olduğu ve uzun pediküle ihtiyacın öne çıktığı durumlarda
ALT flebi tercih edilebilir.