Eğitim Bilimlerinde Güncel Yaklaşımlar, Hasan Göksu, Editör, Lambert, Düsseldorf, ss.1-353, 2016
Geçmişten bugüne değin insanoğlu gerek sosyal hayatında gerekse kültürel
hayatında daima başarılı olmayı amaçlamıştır. Bireyin herhangi bir konuda
kendini yeterli hissetmesi, o konuda daha başarılı olmasını, daha çok çaba
harcamasını ve kararlılığını etkiler. Sosyal bir varlık olması gereği yaşamının
her alanında çevresiyle iletişim kurmaya ihtiyaç duyar ve iletişim kurmaya
başlar (Cüceloğlu, 2005). Gelişim süreci ilerledikçe kendisinin bir birey
olarak farkına varır. Hayatına yön verir ve toplumsal boyutlarda yaşamının
sınırlarını çizer. Özel olduğunun, diğer insanlarla benzer ve farklı yönleri
bulunduğunun bilinci ve sorumluluğu içinde başkalarıyla birleşip bütünleşir
(Gülbahçe, 2010).
İnsanoğlu doğduğu günden itibaren başarılı bir birey olmayı amaçlamış ve bu
uğurda çabalamıştır. Bu çabaya rağmen birey doğal olarak başarısızlık
olasılığı yaşadığı durumlarla da karşılaşmaktadır. Böyle durumlarda başarılı
ve güçlü bir benlik algısı sergilemek isteyecektir. Çünkü Benliğini tehdit eden
bir unsurla karşı karşıyadır.
Günümüz gelişen dünyasında insanın kendine duyduğu özgüven ve bu
paralelde aldığı/ alamadığı kişisel inisiyatif becerisi, bütün bunların
sonucunda doğabilecek olumlu olumsuz durumlar inisiyatif alma ve
özgüvenin ve içsel enerjisinin odağını oluşturmaktadır. Bireylerin özellikle beden eğitimi öğretmenlerinin kişisel gelişim yönlerini
geliştirmeleri sınırlı, başarısız ve kendini sabote etmenin önüne geçebilecek
bir unsur olduğu düşünülmektedir. Bireyin performansının açık biçimde
yetenek ve yeterliliğini yansıttığı bir alanda yetersiz performansından dolayı
yüzleşeceği olası bir öz -saygı kaybına tepki olarak gelişen süreçtir (Okyay,
2012).
Birey bu süreçte problemi, yetersizliği veya hatayı yüzeysel olarak kabul
eden davranış ve özellikleri benimser. Bununla birlikte birey bu süreçte
kendisini şu yollarlar güçlendirir. Başarısızlığın benliğine yansımalarını
azaltarak, başarının benliğine yansımalarını ise arttırarak kendisinin veya
diğerlerinin peformansına ilişkin yüklemelerini kontor eder (Akın ve Anlı,
2011).
Değerlendirme içeren tehdit edici durumdan tamamen kaçınır. Benliğiyle
ilişkili olumlu geri bildirimleri arttırma, olumsuz geri dönütleri ise azaltma
olanağına sahip olan mevcut çevresel etkenlerden korunmaya çalışır. Kendini
sabatoj öz-değer, öz-saygı duygusunu koruma arzusunun temelini
oluşturmaktadır. Birey bulunduğu toplum içinde, özellikle iş ortamında aptal,
beceriksiz duruma düşmemek için ve diğer bireylerin dikkatini başka yöne
çekmek için ekstra çaba sarf eder. Kendini koruma adına uzun süreli kendini
koruma stratejileri geliştirmektedir (Arkin ve Baumgardner, 1985).