OSMANLI'DA ULÛM-İ ARABİYYE, İstanbul, Türkiye, 18 - 19 Aralık 2020
Bir devletin gelişmesi ve ayakta kalmasını
sağlayan en önemli unsurlardan birisi eğitim ve sahip olduğu ilmi
faaliyetlerdir. Osmanlı Devleti’nin asırlar boyu oldukça geniş bir coğrafyaya
hükmetmesinin arkasında yatan en önemli gerçek, devletin sağlam bir ilmi zemine
oturmasıdır. Nitekim Osmanlı dönemi, İslam medeniyetinin hem dünya görüşünün
hem de dünya tasavvurunun tam anlamıyla hayata geçirildiği bir zaman
dilimidir. Molla Fenârî de Osmanlı
Devleti’nin kuruluş devrinde, 1350-1431 yılları arasında yaşamış çok yönlü bir
alimdir. Daha sonraki ilim hayatının ve siyâsî, sosyo-kültürel ve askeri
alanlarda devlet bürokrasinin şekillenmesinde çok önemli rol üstlenmiştir. Zira
Fenârî’nin şekillendirdiği Osmanlı medreselerinde devletin kurumlarında ortaya
çıkan kadı, bürokrat, fakih, defterdar, elçi gibi çeşitli ihtiyaçlar
karşılanmıştır. Söz konusu medreselerde ise Molla Fenârî’nin Arap Dili, Mantık,
Tefsir, Fıkıh Usûlü, Kelam ve Tasavvuf alanında yazdığı eserleri asırlarca ders
kitabı olarak okutulmuş ve müfredattaki yerini almıştır. Fenârî’nin eserlerinde
müşahede edilen Arapça’ya olan hakimiyeti, onun aynı zamanda üst düzey bir
dilci olduğunu göstermektedir. Nitekim yabancı bir dil olarak Arapça tedrisatı
üzerine yazdığı sarf kitabı, onun bu dili yalnızca entelektüel bir çaba olarak
öğrenmediği, aksine Arapçanın morfolojik yapısı ve öğretimi konusunda da ciddi
zihni çaba gösterdiğine işaret eder. Tebliğimizde Fenârî’nin hayatında temayüz
eden noktalara, hocalarına ve öğrencilerine kısaca değindikten sonra etkilendiği
düşünce gelenekleri tanıtılacak ve Osmanlı düşüncesi üzerindeki etkisi ve önemi
tespit edilmeye çalışılacaktır.