lnternational Journal of Geography and Geography Education (IGGE), cilt.38, sa.38, ss.40-57, 2018 (Hakemli Dergi)
Özet
İnsan, tabiatla sürekli etkileşim halindedirler. Bu ilişkide, insan doğanın sunduğu nimetlerden daha fazla faydalanma, olumsuz etkilerinden de mümkün olduğunca kaçınma gayreti içindedir. İnsanın bu arzusu, bilimsel ve tecrübi bilgilerle sürekli artar. İnsan, artan bu bilgi birikimini bazen yazılı bazen de sözlü olarak arşivler. İhtiyaç duydukça kullanır ve kuşaktan kuşağa aktarır. Bu araştırma, yaşlı insanların hayat hikâyelerindeki coğrafi bilgi içeren söylemleri nasıl kullanıp yorumladıklarını, bu ifadeleri genç neslin bilip bilmediğini ve genç neslin bu bilgilerin sonraki kuşaklara nasıl aktarılması gerektiği konusundaki düşüncelerini tespit etmek maksadıyla hazırlanmıştır. Nitel araştırma modelinin benimsendiği bu araştırmada, anlatı (narrative) yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda, yapılandırılmamış görüşme tekniği kullanılmıştır. Yapılan görüşmelerde, sadece coğrafi bilgiler ve uygulamalar keşfedilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, araştırmacının kendi yargısını kullanarak seçmesine imkân veren kolay ulaşılabilirlik esasları dâhilinde, kolayda örnekleme tekniğine göre belirlenmiştir. Araştırmaya 65 yaş ve üstü 12, 21-32 yaş grubunda 11 olmak üzere toplam 23 kişi katılmıştır. Araştırmada veriler, nitel araştırma veri toplama tekniklerinden olan yüz yüze görüşmelerle elde edilmiştir. Verilerin analizinde, betimsel analiz tercih edilmiştir. Elde edilen bulgular, fiziki ve beşeri coğrafya özelliklerine göre tasnif edilmiştir. Katılımcı isimleri, araştırma etiği gereği kodlanmıştır. Gök cisimlerine, vakit tayinine, klimatik ve meteorolojik özelliklere, kırsal yerleşmelere, ev ve eklentilerine, tarım ve hayvancılığa, hayat hikâyelerindeki coğrafi söylemlerin genç nesillere aktarılıp aktarılmadığına ilişkin elde edilen bulgular literatürle karşılaştırılarak tartışılmış ve sözlü coğrafi bilgileri içeren uygulamaların artırılması, ülke genelindeki dağılımının belirlenmesi gibi önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Sözlü Coğrafya, Hayat Hikâyeleri, Coğrafi Bilgi
Abstract
Humans are in a constant interaction with nature. In this relationship, human beings are more likely to benefit from the blessings of nature and to avoid as much as possible from their negative effects. This desire of human is constantly increasing with scientific and experiential knowledge. Humans archive this fund of knowledge sometimes in writing and sometimes verbally. Humans use it as they need, and hand it down from generation to generation. This research was designed to find out how elderly people use and interpret geographical discourse in their life stories, whether young generations know these statements, and the opinions of young generations about how this knowledge should be handed down to future generations. This research, in which the qualitative research model was adopted, was conducted using the narrative model. In this context, the unstructured interviewing technique was used. In the interviews, only the geographical information and applications were intended to be discovered. The study group of this research was determined according to the convenience sampling method, enabling the researcher to select using his/her own judgment within the framework of easy accessibility. A total of 23 people participated in the survey, 12 of whom were at the age of 65 and older, and 11 of whom were between 21-32 years old. In the study, data were collected from face-to-face interviews, which is one of the qualitative research data collection techniques. Descriptive analysis was preferred for the analysis of the data. The obtained findings were presented according to the characteristics of physical and anthropogeography. Names of the participants were coded in accordance with research ethics. Findings related to celestial objects, time allocation, climatic and meteorological features, rural settlements, houses and their attachments, agriculture and animal husbandry, whether geographical discourse in the life stories are handed down to younger generations and were discussed in comparison with the literature and some proposals were made as to increase the practices that contain oral geographical knowledge, and to determine its distribution throughout the country.
Keywords: Oral Geography, Life Stories, Geographical Information