Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt.2, sa.2, ss.813-842, 2021 (Hakemli Dergi)
Sınırlı bir ayni hak olan ve ihlal eden herkese karşı ileri sürülebilen
taşınmaz lehine irtifak hakları, nispi etkisi olan sözleşmelerle
kıyaslandığında büyük avantajları bünyesinde barındırmaktadır. Roma
hukukunda ortaya çıkan ve o zamandan beri uygulama alanı bulan taşınmaz
lehine irtifak hakları, günümüzde yalnızca tarım toplumlarında değil,
sanayi toplumlarında da önemli bir rol oynamaktadır. Bunun nedeni, son
yıllarda özellikle klasik anlayışın ötesinde farklı içeriklerde taşınmaz
lehine irtifak haklarının söz konusu olmasıdır. Örneğin; enerji
borularının geçirilmesi, garaj ve park yerlerinin verilmesi, belirli bir
bölgede fabrikaların kurulmaması, rekabet etmeme gibi içeriklerde
irtifak hakları kurulabilmektedir. Esasen anılan içeriklerde taşınmaz
lehine irtifak hakkı kurulabilmesi, İsviçre Medeni Kanunu, Türk Medeni
Kanunu ve Alman Medeni Kanunu’nda, taşınmaz lehine irtifak haklarının
içeriğinin belirlenmesi hususunda, taşınmaz lehine irtifak hakkını kuran
taşınmaz maliklerine tanınan serbesti sayesindedir. Bu çalışmada Türk,
İsviçre ve Alman hukukunda taşınmaz lehine irtifakların içeriği
öğretideki görüşler ve mahkeme kararları çerçevesinde ele alınacaktır.
Nitekim taşınmaz lehine irtifak haklarının içeriğinin belirlenmesi, bir
taşınmaz lehine irtifak hakkının geçerli olarak kurulup kurulmadığı,
tarafların hak ve yükümlülüklerinin tespiti ve taşınmaz lehine irtifak
hakkının terkininin istenip istenmeyeceği gibi birçok hususun tespiti
bakımından önemi arz etmektedir. Bu çalışmada ayrıca taşınmaz lehine
irtifak hakkının içeriğinin belirlenmesi konusunda taraflara tanınan
serbestinin sınırları tespit edilmek suretiyle, uygulamada ve öğretide
tartışmalı olan rekabet etmeme irtifakı gibi irtifaklar inceleme konusu
yapılacaktır.