35. ULUSAL NÜKLEER TIP KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 27 - 31 Mart 2022, ss.143
Amaç: Hipereozinofilik sendrom, eozinofili ve eozinofil ilişkili organ hasarı ile karakterize, kardiyolojik, nörolojik, pulmoner, gastrointestinal semptomlara, trombotik komplikasyonlara, lenfadenopati, organomegaliye ve deri lezyonlarına neden olabilen nadir bir hastalıktır. Bu olgu sunumunda, lenf nodu ve deri tutulumu olan, hipereozinofilik sendrom tanısı alan 49 yaşındaki kadın hastanın florodeoksiglukoz (FDG) pozitron emisyon tomografisi/bilgisyarlı tomografi (PET/BT) bulguları sunulmaktadır. Yöntem: Kaşıntı, kilo kaybı şikayetleri ve eozinofilisi olan 49 yaşında kadın hastaya malignite araştırılması amacıyla FDG PET/BT tetkiki yapıldı. Bulgular: FDG PET/BT tetkikinde; deri-deri altı yağlı planlarda, her iki kruriste, sol meme areola seviyesinde iç kadranda ve her iki kolda belirgin hafif hipermetabolik kalınlaşma ve deri altı yağlı planlarda dansite artışları izlendi. Bilateral servikal zincirde, her iki aksillada, sol kolda deri altı yağlı planlarda, bilateral eksternal iliak ve inguinofemoral alanlarda hipermetabolik lenf nodları dikkati çekti. Eozinofilik lösemi/hipereozinofilik sendrom ayırıcı tanısı açısından yapılan kemik iliği biyopsi ve aspirasyonunda eozinofil lökosit ve öncüllerinde belirgin artış izlenen ve miyeloid/lenfoid neoplazileri düşündürecek belirgin hipersellülarite saptanmayan olguda; tanı hipereozinofilik sendrom lehine değerlendirildi. Sonuç: Hipereozinofilik sendrom, etiyolojisine göre üç sınıfa ayrılabilir; primer (neoplastik), sekonder (reaktif) veya idiyopatik. Nadir görülen eozinofilik sendrom için literatürde PET/BT görüntülemenin yeri ile ilgili sınırlı bilgi mevcuttur. Olgumuzda olduğu gibi FDG PET/BT tetkiki, hastalığın yaygınlığının değerlendirilmesinde, organ tutulumlarının saptanmasında olduğu gibi etiyolojinin belirlenmesinde de önemli rol oynayabilir. Anahtar Kelimeler: Hipereozinofilik sendrom, F-18 FDG PET/BT