XIV. ULUSAL RADYASYON ONKOLOJİSİ KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 26 - 30 Kasım 2021, ss.30
SS-05
NEOADJUVAN KT SONRASI OPERASYONDA SLNB
YAPILAN HASTALARDA RADYOTERAPİNİN ETKİSİ:
ÇOK MERKEZLİ TROD 06-010 ÇALIŞMASI
Ayfer Ay Eren1
, Hüseyin Tepetam1
, Zerrin Özgen2
, Gül Alço3
, Ayşe
Altınok4
, Zeliha Güzelöz5
, Mehmet Fuat Eren2
, Pelin Altınok6
, Senem
Alanyalı7
, Şule Karabulut Gül1
, Eda Erdiş8
, Bilge Gürsel9
, Nuran Beşe4
1
Kartal Dr. Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği
2
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi
Kliniği
3
Demiroğlu Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Bölümü 4
Acıbadem Senoloji Enstitüsü, Radyasyon Onkolojisi Bölümü 5
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği
6
Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği
7
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı
8
Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı
9
19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı
Amaç: Meme kanserinde neoadjuvan kemoterapi (NAK) sonrası sentinel nodu negatif olgularda aksiller diseksiyondan (AD) vazgeçilmesi tartışmalıdır. NAK sonrası sadece sentinel lenf nodu biyopsisi
(SLNB) uygulanan AD yapılmamış radyoterapi (RT) alan hastalarda
aksiller nüksü etkileyen faktörler incelendi.
Gereç ve Yöntem: Dokuz merkezde 2011-2019 yılları arasında tedavi edilen 231 hasta retrospektif olarak incelendi. Olguların
%60’ına meme koruyucu cerrahi (MKC), %40’ına mastektomi uygulandı. Hasta karakteristikleri ve tedavi detayları Tablo 1’de özetlendi.
Bulgular: Medyan yaş 52 (31-77) idi. Medyan takip süresi 39
ay (3-113) dı. NAK öncesi klinik T, N evrelerinin ve PET-BT’deki hem
tümör, hem de aksilla için SUV değerlerinin, NAK sonrası düşüşü
istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,001, p<0,001, p<0,001). NAK
sonrası operasyonda 96 hastada (%42) tam cevap, 120 hastada kısmı cevap (%60) görülürken, 13 hasta cevapsız (%5,6), 2 hasta (%1)
ise progrese idi. NAK cevap oranları ile subtipler, operasyon tipi,
SLNB tutulu nod sayısı, RT alan seçimleri, NAK öncesi klinik T ve N
evreleri arası ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). 5
yıllık hastalıksız sağ kalım (HSK) ve progresyonsuz sağ kalım oranları
sırasıyla %93.5, ve %94 idi. Çoklu değişken analizinde NAK cevap
oranları, NAK öncesi T evresi, ve RT alan seçimi ile HSK sürelerinin etkilenmediği (p>0.05) görüldü. Buna karşılık, NAK öncesi N
evresinin HSK’da etkili olduğu ve N1 evresinde ortalama HSK süresinin N3 evresinde olanlara göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu
görüldü (p=0.016*).Takiplerde 1 hasta triple negatif, 5 hasta Her-2
(+), NAK sonrası 2 hasta tam cevaplı, 4 hasta kısmi cevaplı iken,
hepsi MKC’li ve meme + supra RT uygulanmış 6 hastada lokal nüks
geliştiği görüldü. Nüks, 3 hastada aksillada, 3 hasta da ise memede
görüldü.
Sonuç: Çalışmamızda hasta sayımız az, medyan takip süresi
kısa olsa da NAK sonrası SLNB yapılan hastalarda RT, aksillada yeterli lokal kontrolü sağlamaktadır. Fakat RT alan seçimi ile lokal nüks
arası ilişki gösterilememiştir. Bu konuda devam eden Faz 3 çalışmaların sonuçları yol gösterici olacaktır.
Anahtar kelimeler: Neoadjuvan