XII. Yıldız Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, İstanbul, Türkiye, 4 - 05 Aralık 2025, (Özet Bildiri)
Şeyhülislâm Mehmed Cemâleddin Efendi (ö. 1919),
Osmanlı ilmiye geleneğinin seçkin temsilcilerindendir. II. Abdülhamid döneminde
uzun süre şeyhülislâmlık makamında bulunmuştur. Ulema kökenli bir aileye mensup
olan Cemâleddin Efendi, eğitimini özel hocalardan ve babasından almış; 1871’de
Bâb-ı Fetvâ’da başlayan memuriyet hayatını hızla ilerleterek 1891’de kırk üç
yaşında iken şeyhülislâmlığa yükselmiştir. II. Abdülhamid’in güvenini kazanan
Cemâleddin Efendi, uzun görev süresince hem siyasi hem ilmî meselelerde etkili
olmuştur. İttihatçılarla yaşadığı gerilimler sonucunda 1913’te görevinden
ayrılmış, bir süre Fransa’da bulunduktan sonra Mısır’ın Remle kasabasına
yerleşmiştir. Burada geçirdiği sürgün yıllarında ilmî çalışmalarına devam
ederek Osmanlı Türkçesinin dil bilgisine dair önemli bir eser kaleme almıştır. Sarf-ı
Osmanî adını verdiği bu eser, Osmanlı Türkçesinin sarf (morfoloji) ve nahiv
(sentaks) kurallarını sistemli biçimde ele alan bir gramer kitabıdır. Bugün
elimizde kısmen eksik bir müellif hattı nüshasından başka bir kopyası
bulunmayan bu eser 1916’da Remle’de tamamlanmıştır. Cemâleddin Efendi, eserin
girişinde Türklerin İslâm medeniyeti dairesine girdikten sonra Arapçadan ve
coğrafi yakınlık dolayısıyla da Farsçadan birçok kelime alıp bu kelimeleri
sanki Türkçe imiş gibi kullandıklarını ve Türkçenin de bugünkü letâfetini
kısmen bu etkileşimle kazandığını belirtir. Müellif, Arapça ve Farsçanın dil bilgisi
kitaplarına atıfla kendi eserinde yalnızca Türkçe kelimelerin türetim ve
kullanım kurallarını açıklayacağını, ayrıca telaffuzla yazım arasındaki farkın
ortadan kalkması için kelimeleri telaffuz edildiği biçimde yazacağını ifade
eder. İki ana bölüm ve bir hâtime kısmından oluşan kitabın ilk bölümü hurûf-ı
hecâ, hareke ve imlâ kurallarına; ikinci bölümü ise cümle öğeleri, fiil, isim
ve edatlara ayrılmıştır. Sarf-ı Osmanî, Cemâleddin Efendi’nin dil
bilincini, eğitimci yönünü ve Mısır’daki entelektüel üretkenliğini yansıtan son
dönem Osmanlı gramer literatürünün özgün örneklerinden biridir. Bu bildiride
Cemâleddin Efendi’nin eseri tanıtılacak ve milliyetçilik düşüncesinin
yükselmesiyle birlikte kaleme alınan diğer Türkçe dil bilgisi kitapları ve
sözlükler arasında bu eserin nereye konumlandığı tartışılacaktır.