Marife Dini Araştırmalar Dergisi, cilt.21, sa.1, ss.59-77, 2021 (Hakemli Dergi)
Besmele hakkında erken dönemlerden itibaren birçok eser te’lîf
edilmiştir. Bu kitaplar hem teknik anlamda besmelenin ilm-i kıraat ve İslâm
Hukuku’ndaki konumunu tespit etmeye çalışmakta hem de Müslüman bireyler ve
İslâm toplulukları üzerindeki etkisini belirgin kılmayı amaçlamaktadır. Makalede
öncelikle ilmî, teknik, sanatsal ve aktüel önemi açısından İslâmi kaynaklarda
besmelenin konumu Ebû Şâme el-Makdisî’nin ö. (665/1267) Kitâbü’l-Besmele isimli
kitabı ve diğer temsil değeri yüksek te’lîfler çerçevesinde; oryantalist
yaklaşım ise Nöldeke’nin ö. (1930) The History of the Qur’ān isimli, çağdaş
oryantalizmin Kur’ân, kıraat ve Mushaf çalışmalarında başucu kitabı haline
gelmiş kitabının İngilizce tercümesi ve diğer kaynaklar ele alınıp
incelenecektir. Kur’ân-ı Kerîm ile doğrudan bağlantısı nedeniyle ‘ulûmü’l-Kur’ân,
ilimlerin en şereflisi ve değerlisi kabul edilmiştir. Bundan dolayı İslâm ulemâsı
erken dönemlerden itibaren Kur’ân ve Kur’ânî ilimlere dair birçok eser kaleme
almıştır. Çağımızda ilimleri bir bütün olarak kapsayan araştırmalar yapmak
hayli zorlaştığından, branşlaşmak ve ilimleri dallara ayırmak ve sınıflandırmak
suretiyle ihtisaslaşmak zorunlu hale gelmiştir. Bu çalışmada, esasında her
Müslümanın bildiği ve gündelik hayatının bir parçası kıldığı besmele konusu
İslâmî kaynaklar ve özellikle Ebû Şâme’nin Kitâbü’l-Besmele isimli eseri
merkeze alınarak incelenecektir. Ebû Şâme’nin kitabı, kendisinden önce bu
konuda oluşmuş literatüre de hâkim olması ve konuyu hem kıraat ulemasının
kriterlerini hem de fakihlerin yaklaşımlarını vermek suretiyle incelemesi
açısından temsil değeri yüksek çalışmalardandır. Haddizatında kendisinden sonra
bu konudaki te’lîfât onun kitabına müracaatı görev bilmiştir. Çalışmada aynı
zamanda, özellikle Rönesans ve Reform hareketlerini müteâkip İslâmî ve Kur’ânî
konu ve kavramlara dair ciddi araştırmalar yapan oryantalist yaklaşım ile bir
mukayese imkânı da verilmek istenmiştir. Bu manada diğer oryantalist eserler
yanında kendisinden sonra söz konusu incelemelere hem konu hem de metod ve
yaklaşım açısından büyük etkide bulunmuş Nöldeke’nin kitabı merkeze alınmıştır.
Burada kitabın İngilizce tercümesi kullanılacaktır. Çağdaş dönem oryantalist
çalışmalarda bu konunun Nöldeke’nin çalışması temele alınarak değerlendirildiği
görülmüştür. Makale, oryantalist değerlendirme tarzının İslâmi yaklaşımdan
farklı bir hedef ve usule sahip olduğunu da ortaya koymak istemektedir. Bu
minvalde oryantalist metinlerin, İslâmi rivâyetler arasında şâz olanları öne
çıkarmak suretiyle Kur’ân’ı beşer katında oluşmuş bir kitap olarak
değerlendirme şeklinde genellenebilecek tutumlarının besmele konusunda da
mevcut olup olmadığı araştırılacaktır. Çağdaş oryantalizmin yeni bir yaklaşım
teklif edip etmediği de tahlil edilecektir. Nöldeke kitabında, besmele
konusunda Müslümanlar arasındaki muhalif tavrı ortaya çıkarmayı hedeflemiştir.
Dolayısıyla böyle bir mukayesenin yapılması konuyu sahih bir şekilde
değerlendirme için elzemdir. Çalışmanın bir diğer gayesi, İslâm ulemasının,
ilmî faâliyetlerini İslâm’a hizmet etmenin bir yolu olarak gördüklerine dair
bir örnek sunmaktır. Kur’ân’ın bütün sûrelerinin kendisi ile başlatıldığı bir
nevi giriş anahtarı konumunda olması besmelenin İslâm uleması ve Müslümanlar
arasında sahip olduğu konumun sebebini anlamak için yeterli olacaktır. Ayrıca
Ebû Şâme’nin eseri çerçevesinde besmelenin akaid, kıraat, tefsir, hadis, fıkıh,
lügat, siyer, tarih gibi açılardan konumu kısa ve öz olarak sunulacaktır.
Nöldeke’nin kitabı merkeze alınmakla birlikte gerektiğinde diğer oryantalist
metinlerde de bu konuya yaklaşım incelenecektir. Oryantalist anlayışın genel Kur’ân
yaklaşımları ile besmele hakkındaki tavırlarının benzerlikleri, varsa
farklılıkları kaydedilecektir. Aynı zamanda İslâmi nakle dayalı aktarım ve
anlatım tarzı ile beşer mahsûlü bir eser olarak ele alınması manasında
istişrâkî inceleme tarzının karşılaştırılması yapılmaya çalışılacaktır. Ayrıca,
besmelenin Müslümanların bilgi ve hayat kaynakları olan Kur’ân ile onun pratize
edilmiş şekli olan sünnetteki müessis rolünün tekrar gündeme taşınması da
amaçlanmaktadır. Araştırma, İslâmi kaynakları en üst düzeyde temsil ettiği düşünülen
Ebû Şâme’nin ve oryantalist yaklaşımı belirleyici bir fonksiyona sahip olması
açısından Nöldeke’nin eseri çerçevesinde gerçekleştirilecektir. Konunun
çerçevesinin çizilmesinde bu iki kitaptaki alt başlıklar esas alınmıştır.